Bölüm 22

57.9K 3.9K 428
                                    


Keyifli Okumalar...

Bölümde geçen şarkıları tavsiye ederim ^^


Sevda, Ertuğrul'un aniden değişen yüz ifadesi karşısında ne yapacağını bilemeyerek giden adamın arkasından baktı. Niye bu kadar sinirlenmişti ki? Sadece adamın biri yanlışlıkla ona çarpmıştı.

"Ertuğrul, iyi misin?"

"Beni boş ver sen iyi misin? Sana bir şey dedi mi?"

"İyiyim sadece adam yanlışlıkla bana çarptı ben de dengemi sağlayamayıp düştüm. Ciddi bir şey yok. Neden bu kadar sinirlendin?"

"Yok bir şey sadece canını yaktı diye sinirlendim. Hadi gel evimiz için birkaç bir şey bakalım."

"Gömleği almayacak mısın?"

"Ne?"

"Denediğin gömleği almayacak mısın? Yakışmıştı."

"Ah! Evet, alacağım."

Sevda dalgın bir şekilde yüzüne bakan Ertuğrul'a daha fazla soru sormak yerine biraz ilerisinde yerde duran gömleği gidip aldı. Kendisinin yanına gelirken düşürmüş olmalıydı.

"Hadi alıp çıkalım. Aşağıdaki mağazada yemek takımları falan indirime düşmüştü, oraya bakalım."

Ertuğrul, gömlekle birlikte kasaya giderken Sevda da mağazanın çıkışına doğru ilerliyordu ki Ertuğrul hızla kolundan tutup durdurdu. Sevda şaşkın bir şekilde bir Ertuğrul'a bir de koluna baktığında Ertuğrul elini çekmek yerine Sevda'yı yavaşça kendisine doğru çekti.

"Yanımda dur."

Ertuğrul başka bir şey söylemeden Sevda'yı da kendisiyle birlikte kasaya götürdü. Mağazadan çıktıklarında Sevda etraftaki mağazalara göz gezdirirken Ertuğrul da sürekli çevresine bakıp duruyordu. Aklına geçen akşamki olay geldiğinde içindeki sıkıntıyla nefesini verdi.

Ertuğrul konteynırın etrafında dolaşıp güvenliği sağlarken bakışlarını sadece birkaç lambalanın aydınlattığı limanda dolaştırdı. Kulaklarına dolan silah ve bağrış seslerine aldırmamaya çalışarak kendisine verilen göreve devam etti.

Oktay, konteynırın içinden çıkıp yanına geldiğinde Ertuğrul bakışlarını onun üzerine çevirdi.

"Durum ne?"

"Adamlar kasa kasa silah sokmuşlar, kim bilir nereye satacaklardı şerefsizler. Sayım yapılıyor şimdi, bizimkiler umarım birkaç kişi yakalar. Senin durum ne?"

"Etraf sessiz. Fazla sessiz. En azından malları geri almaya çalışırlar diye bekliyordum."

"Valla birader ben de bir şeyler bekliyordum." Oktay sözlerini bitirmişti ki iki siyah arabanın üzerlerine doğru sürmesi ve ateş açılmasıyla Oktay, Ertuğrul'u tutarak konteynırın içine doğru çekti.

"Bir daha ağzımı açmayacağım. Maşallah dediğim üç gün yaşamayacak anasını ..." Oktay küfrederek silahını çıkardığında arabaların uzaklaştığını gördüler.

"Ne yapıyor bunlar?" Sayıma devam eden Amirleri sert bir sesle sorduğunda ikisinin de bakışları ona çevrildi.

"Biz de anlamadık Amirim." Ertuğrul, başka bir şey söylemek yerine yavaş adımlarla konteynırdan dışarı çıkmıştı ki yüzüne yediği yumrukla sendeledi.

Kendini toparlayıp karşısındaki adamlara baktığında yüzüne mutluluktan uzak bir tebessüm yayıldı.

"Sicilinize polis katili de eklememek için mi yöntem değiştirdiniz?"

Mahallemin PolisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin