Keyifli okumalar...
Sevda masanın üzerine koyduğu ellerine çenesini yaslamış tepkisizce durmaya devam ediyordu. Kaç dakikadır o durumdaydı? Belki de saatler olmuştu... ama umurunda bile değildi. Aklı düşüncelerle o kadar dolu bir durumdaydı ki hareketsizlikten ağrımaya başlayan vücudunu bile unutmuş gibiydi adeta.
"Kuşum." Nergis bakkaldan içeri girdiğinde Sevdayı gözlerini karşıdaki rafa dikmiş bakarken buldu. İnsan çok dalgın olduğu zamanlarda baktığı yeri görmez bazen. Sevda da şuan aynı durumdaydı. Baktı şey kesinlikle raf değildi. "Sevda kuşum." Nergis ikinci kez arkadaşına seslendiğinde de hiçbir tepki alamamıştı. Göz hizasının olduğu tarafa geçip ellerini sallayarak dikkatini çekti.
Sevda karşısında duran Nergis'i gördüğünde yüz ifadesini değiştirmeden oturduğu yerde doğruldu.
"Efendim, Nergis."
"Hayırdır Karadeniz'de gemilerin mi battı? Bu ne hal böyle?"
"Dün Ertuğrul bize akşam yemeğine geldi."
"Evet, biliyorum da senin buna sevinmen gerekmiyor mu? Kötü bir şey mi oldu akşam?"
"Hayır, tersine çok güzel bir şey oldu. Yarın onunla bir kafede buluşacağım."
"İnanmıyorum! Ciddi misin? Nasıl sordu, konu nasıl oraya geldi? Ama önce neden bu kadar düşünceli olduğunu söyle."
"Dün akşamdan beri düşünüyorum ve düşünmekten başım ağrıdı. Ben yarın ne giyeceğim?"
"Allah iyiliğini versin kuşum ya. Ben de gerçekten bir şey oldu sandım."
"Önemli bir mesele Nergis. Gardırobumdaki bütün kıyafetlerimi gözümüm önüne getiriyorum ama bir türlü karar veremedim."
"Bakkalı kapattıktan sonra seninle gelirim. Beraber yarınki buluşma kombinini ayarlarız. Olur mu?"
"Harika olur valla. Bir tanesin sen."
"Öyleyimdir de bu arada Sonay teyzenin haberi var mı bu buluşmadan?"
"Hayır, yok. Söyleyip söylememe konusunda kararsız kaldım."
"Neden?"
"Söylesem bir şey demez, tersine bu duruma sevinir ama ilk önce yarın onu ben biraz tanıyayım zaten onun hakkında ciddi düşünceler beslersem anneme söylerim."
"Sen bilirsin kuşum. Senin için çok heyecanlandım. İnşallah hakkında hayırlısı olur."
"İnşallah, Nergisim."
"Hadi şimdi bana dün akşamı bütün ayrıntılarıyla anlat." Sevda, karşısında oturan arkadaşına kısa bir bakış attıktan sonra dün akşam olanları sırasıyla anlatmaya başladı.
...
Sevda boşalan çikolata raflarını temizleyip kutudaki çikolataları raflara dizerken yaptığı işe o kadar dalmıştı ki bakkaldan içeri giren adamı fark etmedi bile.
Ertuğrul bakkaldan içeri girdiğinde bakışları hemen rafın oradaki Sevda'yı buldu. İşte olduğu süre boyunca bir dakika bile aklından çıkmamıştı. Bir insan bir insanı her dakika düşünür müydü? Güzel bir şey yediğinde onun da yemesini ister miydi? Güzel bir yazı okuduğunda onun da hemen okumasını ister miydi? Ertuğrul yaşadığı bütün anlarda Sevda'da yanında olsun onunla güzel şeyler yesin, onunla güzel şeyler okusun istiyordu. Elindeki kağıda kısa bir bakış attıktan sonra sessiz adımlarla kasaya doğru yaklaştı. Masanın üzerindeki kitabı gördüğünde küçük bir çocuğun eline şeker tutuşturulduğunda hissettiği mutluluğu hissetti adeta. Dün akşam verdiği kitaba hemen başladığını görmek Ertuğrul'u deli gibi mutlu etmişti. Elindeki kağıdı hızlıca Sevda'nın kaldığı sayfadan biraz ilerideki sayfanın arasında koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemin Polisi
General FictionBenim hikayemde kötü kraliçe, saf kral, masum kız, beyaz atlı prens gibi ilgi çekici karakterler yok. Bu benim, sıradan mahallemde aşkı bulma hikâyem... Benim ufak dünyamı büyüten güzel kalpli bir adamı size kendi gözlerimle göstermeye çalışacağım...