Keyifli okumalar...
İhtiyaçlar, alacaklar, alışveriş, torbalar, harcanan onca para.... Sevda oradan oraya koşuşturan annesi ve teyzesine bakarken yorgunluğuna yorgunluk ekleniyordu adeta. Sabahtan beri dışarıdaydılar ve annesi de teyzesi de deli gibi alışveriş yapıyordu. Sadece bir isteme merasimi için bu kadar panik olurlarsa Sevda düğünü düşünemiyordu bile.
"Bu fincanlar nasıl? Damada bununla kahve verirsin." Teyzesinin uzattığı fincana Sevda kaşlarını kaldırarak baktı. Hayır, ne gerek vardı ki? Evde zaten yeterince fincan vardı.
"Teyze evde fincan var. Güzel bir tepsi alsak yeter bence." Teyzesi kendisine garip garip baktıktan sonra yanından uzaklaştı. Sevda emindi ki şimdi iki kız kardeş kendisini çekiştiriyordu. Teyzesi isteme ve nişan için şehir dışından gelmişti ve Sevda teyzesini biraz tanıyorsa dinlenme kelimesini bir süre lügatından çıkarması gerekecekti.
"Kızım kalkıp etrafa biraz baksana. Hayır, görende biz evleneceğiz sanır. Bu ne hevessizlik ."
"Anne, hevessiz değilim yorgunum. Sekiz saattir dolaşıyoruz, ayaklarımın üstüne basamıyorum artık. Ayrıca fincan bakmaya ne gerek var şimdi? Onun yerine nişan elbisemin üstüne uygun bir şal bakmamız daha mantıklı değil mi?"
"Sonra da ona bakarız. Gel bak çok güzel fincanlar var. Çeyizin için de bir takım alalım." Sevda oturduğu yerden derin bir nefes alarak kalktı ve annesiyle birlikte teyzesinin olduğu tarafa ilerledi.
"Teyze o fincanı bırak da şuradaki gümüş tepsilere bakalım."
"Ama çok güzel Sevda. Baksana üzerinde papyon resmi var. Bir de damat yazmışlar."
"Teyze bir kere kahve içecek Ertuğrul o fincanda. Niye şu tek kişilik fincan takımına yüz lira verelim. Şu ileride tepsiler gördüm onlardan alalım hem ilerde de kullanırım."
"Öyle diyorsan senin istediğin olsun tabi. Ama tepsiyi biraz süslü bir şey alalım."
"Tamam tepsi daha süslü olur.
Sevda teyzesini ve annesini ikna ettikten sonra fincan yerinden uzaklaştılar. Herkesin hoşuna giden güzel bir tepsi alındıktan sonra sonunda mağazadan çıkıldı.
Yarın akşam için gereken her şeyi aldıktan sonra üç kadın yorgun argın evin yolunu tuttu. Sevda garip bir ruh hali içerisindeydi. Heyecan, mutluluk, üzüntü, korku hepsi sanki iç içe girmişti. Ciddi bir yola giriyordu ve bu yolda babası yoktu. Yarın akşam onun eksikliğini iliklerine kadar hissedecekti Sevda. Diğer yandan annesi için üzülüyordu. Kavga etseler de, tartışsalar da birbirlerine çok derinden bağlıydılar. Özellikle babasının ölümünden sonra Sevda annesinin kendisine daha çok bağlandığını fark ediyordu.
Kendisi babasını kaybetmişti ama annesi dünyadaki her şeyini kaybetmişti adeta. Geçmişin tozu sık sık kalkıp kendisini hatırlatıyordu bu aralar Sevdaya. Babası çok sakin, uysal bir adamdı. Sesinin yükseldiğine çok nadir şahit olmuştu bu zamana kadar. Öyle ki evdeki en baskın karakter annesiydi. Annesi ne derse babası peki karıcım deyip yapmaya başlardı. Babasının annesine olan sevgisine her zaman imrenmişti Sevda. Çok belli etmezdi, her zamana seni seviyorum demezdi belki ama üzerine titrerdi annesinin. Tuhaftı, yaşam...
Yıllardır alışık oldukları düzen bir anda bozulmuştu babasının gidişiyle. Annesi daha sessizleşmiş, kendini dizilere vermişti. Sonra yıkanan çamaşır, bulaşık sayısı azalmıştı, yapılan yemek de... Aynı evin içinde bir sür yabancı gibi olmuştu annesiyle. İkisi de nereden başlayacağını bilemiyor gibiydi. Baba bir direkti ya. Evin direği gitmiş her yer dama dağın olmuştu. Enkazda kalan Sevda ve annesiyse nasıl tekrardan ayağa kalkacaklarını bilemez hale gelmişlerdi. Sonra bir gün annesi sabah uyanmış ve türkü söyleyerek kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Sevda annesinin acıdan delirdiğini düşünmüştü ilk anda sonra fark ettiği şeyle anladı, annesi delirmemişti sadece alışmaya çalışıyordu. Bunu da sofraya koyduğu bardak, çatal sayısını ikiye indirerek yapmaya başlamıştı. Haftalardır inatla üç kişilik kurduğu sofrayı o gün iki kişilik hazırlamıştı annesi. Sonra güzel bir kahvaltı yapıp bakkalı açmaya karar vermişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemin Polisi
General FictionBenim hikayemde kötü kraliçe, saf kral, masum kız, beyaz atlı prens gibi ilgi çekici karakterler yok. Bu benim, sıradan mahallemde aşkı bulma hikâyem... Benim ufak dünyamı büyüten güzel kalpli bir adamı size kendi gözlerimle göstermeye çalışacağım...