Keyifli Okumalar...
Sevda elindeki telefon ve defteriyle koltuğa kurulmuş haftalardır yaptığı gibi telefondan kız isimleri araştırıyordu. Bebeğin cinsiyetini öğrendikten sonra yapmaya başladığı iki şeyden biri isim araştırmaktı. Hem anlam hem de söyleniş bakımından güzel bir isim bulmaya çalışsa da bir türlü karar veremiyordu. Aynı kararsızlığı oda konusunda da yaşıyordu. Nasıl bir oda yapsa, beşiği tahta mı alsa yoksa demirden mi alsa... seçenekler o kadar çoktu ki Sevda'nın da kararsızlıklarını arttırıyordu.
Sitede gördüğü bir ismi daha anlamıyla birlikte defterine not etmişti ki bakışları çalışma masasında çatık kaşlarıyla çalışan kocasını buldu. Son zamanlarda işleri yine yoğunlaşmış hatta bazı günler gecenin bir yarısı gelmeye başlamıştı. Sevda onun yorgun ve düşünceli halini gördükçe içten içe üzülse de belli etmemeye çalışıyor ve onun yanında sadece kızlarıyla ilgili aklına gelenleri söylüyordu. Onun için duyduğu endişeden, o gelmeden uyuyamadığından bahsederek Ertuğrul'u üzmek istemiyordu. Zaten bu kadar yoğun çalışırken ve aklında onca şey varken bir de kendisini düşünerek yorulmamalıydı.
"Sevda'm bir şey mi oldu?"
Sevda, Ertuğrul'un sorusu üzerine toparlanarak kendine geldiğinde dakikalardır gözünü Ertuğrul'un üzerinden ayırmadığını fark etti.
"Yok canım dalmışım öyle. Kahve yapayım mı sana?"
"Olur, o güzel ellerinden bir Türk kahvesi içerim."
"Tamam sen çalışmana devam et." Sevda elindeki defteri koltuğun üzerine bırakarak oturduğu yerden kalktı ve mutfağa geçti. Ses gitmemesi için mutfağın kapısını yavaşça kapatıp çekmeceden cezveyi çıkardı. Kahve için gerek suyu ve kahveyi cezveye koyduktan sonra cezveyi ocağın üstüne koydu.
Bir gözü kahvedeyken telefonunu eline alarak arkadaşını aradı. O içini rahatlatan tanıdık sesi duyması bir dakika bile sürmemişti.
"Sevda kuşum."
"Nergis'im. Nasılsın?"
"İyiyim, kuşum. Sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim. Arayıp bir sesini duymak istedim."
"İyi yapmışsın benim de aklımdaydın. Sen aramasaydın ben arayacaktım. Teyzesinin boncuğu nasıl?" Nergis'in sorusuyla Sevda'nın bir eli istemsizce altı aylık olmuş karnına gitti.
"İyi o da gittikçe ağırlaşmaya başladı."
"İyi bari. Kuşum sana bir şey soracağım." Sevda, Nergis'in ses tonundaki değişimi hissedince kaşlarının çatılmasına mani olamadı.
"Sor tabi. Kötü bir şey mi oldu?"
"Yok, telaş etme hemen. Bu aralar Ertuğrul bir iş üzerinde mi uğraşıyor?"
"Evet, çok yoğun. Sen neden böyle bir şey sordun ki şimdi?"
"Dün, Kurşun'la konuşurken duydum onları. Kurşun'a ne kadar sorsam da tabi ki cevap alamadım. Ben de merak ettim sana sorayım dedim. Ama anlaşılan sen de bir şey bilmiyorsun."
"Bilmiyorum, Ertuğrul işinden bahsetmez zaten hiç ben de onu rahatsız etmemek için bir şey sormuyorum."
"Anladım kuşum."
"Ne üzerinde çalışıyor bilmiyorum ama bu aralar çok yoğun. Çok geç saatlerde eve geliyor, erkenden çıkıyor. Endişeleniyorum."
"Valla kuşum ne üzerinde çalıştığını ben de bilemiyorum ama arayıp Kurşun'la konuşuyorsa çok da iyi bir şey değildir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemin Polisi
General FictionBenim hikayemde kötü kraliçe, saf kral, masum kız, beyaz atlı prens gibi ilgi çekici karakterler yok. Bu benim, sıradan mahallemde aşkı bulma hikâyem... Benim ufak dünyamı büyüten güzel kalpli bir adamı size kendi gözlerimle göstermeye çalışacağım...