-Renklerin İçinde kitabının devamıdır. İlk kitaba profilimden ulaşabilirsiniz.
Bilim kurgu #20 (26.08.2018)
Fantastik #58 (26.08.2018)
Korku #36 (09.09.2018)
Kaynak,
Kimi zaman var oluşa ışık tutar,
Kimi zaman ise yok oluşa zemin hazırlar.
Sui Col...
Kate'in zorlamasıyla bakmak zorunda kalan Cleon, Kenny'in, Lea'ı öperek tahta ilerleyişini izledi. Adam kral edasıyla tahta otururken etrafındaki katliamı izliyordu. Lea ise elindeki taşa bakarak saniyelik de olsa gözlerini kapattı. Taş bir anda tamamen siyaha büründü.
Fia'ın bitik sesiyle, "Bunu yapma, Lea. Lütfen..." demesini umursamayan Lea, uyguladığı güçle hypate taşının tüm renkleri esir alarak en canlı hale gelmesini sağladı. Taş parlayarak tamamen aktif olduğunda, her şeyin sonuna gelindi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Renklerin en güzel tonlarıyla bezenmiş Hypate taşı, çaldığı güçlerle giderek daha da ağırlaşıyordu. Öyle ki, kısa sürede Lea taşı ellerinin arasında tutmakta bile zorlanmaya başladı. Boyut olarak da büyümeye başlayan taş, bir kaç saniye içinde renklerden aldığı güçlerin tamamını, siyah renk ruhuna aktarmaya başladı.
Lea bedenine oluk oluk akan gücün doluluğu yüzünden, hafif bir baş dönmesi yaşadı. Yine de, siyah renk ruhunun kendini toparlanması fazla zamanını almadı. Taşın etkisi yüzünden bedeninin dünyaya ait olmasının, pekte bir önemi kalmamıştı. Tıpkı Sui Colores'de olduğu gibi yeteneklerini kendisi için, istediği her şekilde kullanabiliyordu. Lea, Kraliçe dışındaki tüm renk ruhlarından güçlü olduğunu, şu an daha net kavrıyordu. Hatta ona da eşit sayılabilirdi.
"Hiçbir şey için geç değil. Durabilirsin."
Lea, kulağına ulaşan acı dolu sesle arkasına döndü. Kraliçe tükenmiş bedeniyle, son çırpınışlarını gerçekleştiriyordu. Hala ne için direniyordu? Korumakla yükümlü olduğu renk ruhları çoktan can vermişti. Her birinin nefes alış verişinin bir süredir durduğu, değişen ten renklerinden anlaşılıyordu. Kadınların bedenleri, kızıl kan gölünün ortasında bembeyaz bir şekilde uzanıyordu.
"Aksine her şeyin bittiği yerdeyiz, Fia. Çok yakında sende, bitik renklerin arasına katılacaksın."
Konuşmasının ardından taşı elinde daha sıkı tutan Lea, kadına bir kaç adım atarak yaklaştı. Sahip olduğu eski ve yeni güçlere odaklanırken, yarım kalan işini tamamlamaya koyuldu. Uygulanan güçle kadın kendini ani bir şekilde acı havuzunun içinde bulurken, kurumuş boğazına rağmen çığlık attı. Tüm bedenine bıçaklar batıyor gibi hissediyordu. Ortada bıçak olmaması durumu kesinlikle değiştirmiyordu. Lea, Fia'ın acısını gülümseyerek izlerken sonunda hareketsiz kalan kadınla, rahat bir nefes aldı.
Şu an zihnine yerleşen tek düşünce, gücünü sevdiği adamla paylaşmaktı. Hareketlerinin hedefi Kenny'nin oturduğu gösterişli taht olsa da, Lea fark ettiği kıpırtıyla sağ tarafa döndü. Cleon ile göz göze geldiği anda, bakışları adamın yüzünde takılı kaldı.
