"Jaemin-ah ben dalga geçiyordum gerçekten." Renjun önceki gün yaptığı espirinin ağırlığını taşıyordu hala.
"Sen öyle dedin diye aşk perisi olmadım ya Renjun önemli değil." Yemek masasında oturmuş sohbet ediyorduk. Daha doğrusu başımızı eğmiş boş boş bakıyorduk. Kimsenin diyeceği bir şey yokmuş gibiydi.
Ve Jeno bugün yanımda değil karşımda oturuyordu.
"Sanırım Renjun'in odasına geçmem Jeno için iyi olacak." Zorlukla konuştuğumda masadaki tüm gözler bana dönmüştü.
Ten hafif bir gülümseme sunarak oynadığım parmaklarıma sarmıştı elini.
Bakışlarımı hafifçe kaldırdığımda Jeno'nun soğuk bakışlarıyla karşılaşmak ürkütmüştü.
Çok uzun zamandır görmüyordum bu bakışları. Jeno yavaşça masadan kalktığında merdivenleri tırmanmaya başlamıştı. Sadece ufak fısıltısı çalınmıştı kulaklarıma.
"Ölüm öpsün seni Na Jaemin." İstemsizce kapanan gözlerimi geri açtığımda gülümsemeye çalışmıştım. Ten ile tekrar göz göze geldiğimde ellerini çekmişti.
"Jaemin sende odana çıkabilirsin oğlum."Babam konuştuktan sonra başımı sallayarak masadan kalkmıştım.
Anlaşılan Jeno benimle konuşmak istiyordu.On sekiz merdiveni de tek tek tırmandıktan sonra uzun koridorda ilerlemiştim. Uzun kapı kulpuna hafifçe bastırdığımda yatağında oturan Jeno kırmıştı beni.
"Üzgünüm Jeno ama bunu senin iyiliğin için yapacağım." Yatağıma oturduğumda hala soğuk bakışları benim üzerimdeydi.
"Jaemin bu sorun değil. Ateşimin olması çokta önemli bişey değil." Yatağımdan kalkıp ona doğru ilerlemeye başlamıştım. Parmaklarımla tedirgince eline dokunduğumda çıkan pembe ışıklara gülümsemiştim.
"Tekrar yalnız kalmak istemiyorum Jaemin. Gerekirse yatağında dur yanıma yaklaşma.
Beni tek bırakmasan olmaz mı?" Dolan gözlerime engel olamıyordum. Ki Lee Jeno'nun dolan gözlerini de ilk kez görüyordum.
"Ben sapasağlam gezerken senin hasta gibi dolanmana izin verebilir miyim?" Gözlerimden düşecek olan yaşı yakalamış parmaklarıyla silmişti.
"Benim için sorun olmadığını söylesem kabul etmez misin? Zaten hep böyleydim ben Jaemin. Beni sana alıştırmışken yalnız bırakamazsın." Ellerini sardığında ellerime yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle bakındı bir müddet. Daha sonra başını hafifçe eğdi.
"Eğer benimle gerçekten kalmak istemiyorsan sorun değil Jaemin. Ama beni buna bahane etme." Jeno karamsarlığıyla konuştuğunda sinirlenmiştim. Ben sonuna kadar onu düşünürken onun bu kadar salak olması sinirlerimi bozuyordu.
Anlına işaret parmağımla bir fiske vurduğumda küçük bir inleme kaçmıştı dudaklarından.
"Aptalsın Lee Jeno. Hemde çok." Oturduğum yerden kalktığımda kahkahaları çalınmıştı kulağıma.
"Ölüm öpsün Na Jaemin seni." Cidden patlayacak noktaya gelmiştim.
"Ölmesini bu kadar çok istediğin birinin yanında kalması için elinden geleni yapıyorsun ama." Mümkün olduğu kadarıyla gözlerini büyüttüğünde daha büyük bir kahkaha bırakmıştı odaya.
"Gerçekten ölümünü dilediğimi mi zannediyordun bunca zamandır?" Kendini attığı yatağında tepine tepine gülmeye başlamıştı resmen.
Ona sinirli olmasam büyülenirdim bu haline.
Uykularında onu izlerken olduğu gibi.