Bölüm 35

53.9K 3.2K 493
                                    

Çok zor günler geçirdik topluca ama iyiyiz değil mi buluştuk sonundajfekğfw :D

Arayı açmak bünyeme iyi gelmedi. Bundan sonra siz yıldızları çabuk verin, ben de yazdığım bölümü kaydetmiş olduğumdan emin olayım gelecekte. Korkunç dakikalar geçirdim resmen :D

Yeni bölüme kadar hedefimiz yine 330 yıldız olsun. Hadi iyisiniz yükseltmiyorum.

Bölüm FlorDeYuki'ye gelsin. Keyifli okumalar <3

*

''Kelebek gibi kızsın.''

İşittiğim kelimeler bir anlık afallamama neden oldu. Son zamanlarda bu sıkça oluyordu. Sarp bir söz ediyor, böyle anlarda birden dilimi yutmama neden oluyordu. Tüm kelimeler anlamlarını yitiriyor, geriye sadece onun dudaklarından dökülenlere bir mana aramak kalıyordu. Yine öyle olmuştu. Kelebek diyordu bana. Kelebeği iyiliğe, güzelliğe yormamak ne mümkündü?

Yine iltifat etti işte.

Zihnimin içinde yankılanıp duran sözleri gülümsememe neden oldu. Belki şu an bu kelimelerin anlamını sorgulamalı, neden böyle bir şey söylediğini sormalıydım ona. Belki de utanmalı, sıkılmalı, yanaklarımın pembeleşmesiyle baş etmeliydim. Ama öyle yapmadım. Çünkü sözleri aklımı çok daha başka bir yere götürdü. Davranmam gerektiği gibi değil, davranmak istediğim gibi davrandım ve kendim olmaktan taviz vermeyerek, ''Babam,'' dedim.

Sarp bu sözüme bir anlam verememiş gibi tek kaşını soru sorarcasına kaldırdı. ''Baban?''

Gülümsedim. Nedendir bilmem, içimi küçük bir heyecan sararken, açıklamaya koyuldum. ''Babam kelebeğim diye severdi beni küçükken.''

Dudakları ağır ağır bir gülümsemeye ev sahipliği yaptı. Tek kaşı havalanırken bir yandan da başını belli belirsiz sallıyordu. Tekrar adımlamaya devam ederken, ''Doğru demiş,'' dedi.

Açıkça itiraf etmesi kısa bir şaşkınlığıma yol açtı. Sözleri hakkında zihnimin içerisinde kendim kurmak, iç sesimin olaya el atmasını istemedim. Sarp'ın neden böyle düşündüğünü ondan duymak istiyordum bu defa. Ve bu kez ne duyarsam duyayım, inkar etmeyecektim.

Aşk olsun, ama haklısın.

''Neden öyle dediniz?'' diye sordum. Sonra sorumu biraz daha açma gereği duyarak, ''Yani neden kelebek dediniz bana?''

Sarp yan bir şekilde gülümsedi. Adım adım otelin girişine yaklaşarak düğünün yapılacağı bölüme doğru ilerlerken, ''Kelebekler cıvıl cıvıl, renkli olurlar ya?'' dedi sorarcasına. ''Bende bunları çağrıştırıyorsun. Ondan.''

İşittiklerimi nereye sığdıracağımı bilemediğim sırada iç sesim yükseldi.

Bunları gel de güzel şeylere yorma.

Güzel sözlerine karşılık ne diyeceğimi bilemedim. Başkaları gibi etkilenip teşekkür edecek biri değildim. Etkilenmediğimi söyleyemezdim, ama bunu belli edecek de değildim. Bu yüzden şakaya vurdum ve, ''Ben, beni daha çok zehirli bir yılana benzettiğinizi sanıyordum,'' dedim.

Sarp sırıttı. Etrafına bakınarak beni yönlendirirken, ''Dilin biraz zehirli,'' dedi. ''İnkar edemem.''

Kıkırdadım. Bunu bir hakaret olarak göremeyecek kadar tanıyordum kendimi. Sarp ise tekrar baş salladı ve sonra hafifçe kıstığı gözleriyle bana baktı. ''Ama böyle zehir ve yılan güzel olmadı,'' dedi. ''Gel şunu dikenli gül yapalım.''

Dikeni boş ver, Defne. Güle odaklan. İltifatlara gel!

Tam da iç sesimin dediğini yaptım. Bu kez gerçekleri görmezden gelmedim ve kalp atışlarım hızlanırken içten bir şekilde gülümsedim. O an gözlerimiz birbirini buldu. Adımlarımız yavaşlarken bir şeyler söyleyebilmek umuduyla dudaklarımı aralamıştım ki, ''Sarp,'' dedi bir kadın. ''Hoş geldin.''

Sahte Bela (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin