Bölüm 43

51K 2.9K 115
                                    

Yeni bölüm değildir, güncellemedir. Yeni bölümden alıntı İnstagram seymaendlesshikayeleri hesabında. 💕

Biz geldik! Aranın açılmasına müsaade etmeyin ya, özlüyorum.

Yeni bölüm için hedefimiz 410 yıldız olsun. Keyifli okumalar <3

*

''Ya bir dursana be!''

Otoparka kadar peşinden gittiğim adamın arkasından bir kez daha etkisiz sözleri savurdum. O ne duruyor, ne de bir saniye olsun arkasına bakıyordu. Otoparka ayak bastığımda bir kez daha bağırdım.

''Alo! Sana diyorum.''

Bu da işe yaramadı. Adam durmayı aklının ucundan bir saniye dahi geçirmiyormuşçasına hızlı adımlarına devam etti. Pes etmeden peşinde koşarken bu kovalamacanın ne kadar süreceğini merak etmiyor değildim. Buradan bir arabaya atlayıp gidecek miydi? Yoksa bu koşuşturmaca şirkete dışına mı çıkacaktı. İkincisinin olduğu takdirde ne yapacağıma hızlı bir şekilde çözüm arayacaktım ki, koşan adamın hemen önünde durdurulan arabayla koşan adımlarımı mümkünmüş gibi daha da çok hızlandırarak o yöne doğru koştum.

''Kimsiniz siz ya!'' diye söylendim arkalarından. Ama gücüm onlara yetişmeye yetmedi. Olduğum yerde kaldım ve arabanın çıkışa yönelmesiyle bakışlarımı hızla plakaya yerleştirdim. Kendi kendime mırıldanarak okuduğum plakayı aklıma iyice kazırdım. Derin nefesler alarak kendime gelmeye çalışırken yutkundum. Ellerim endişeyle öne düşen saçlarıma uzandı. Saçlarımı geriye doğru atarken doğrularak etrafıma bakındım. Kimseler yoktu.

Gözlerimi yumdum ve son beş dakika içerisinde yaşananları tekrar zihnimden geçirdim. Adam paketi masama bırakmış, sonra hızla koşmaya başlamıştı. Kendini merdivenlere atmadan evvel şans eseri asansör kapısı açılmış olsa da adam oraya binmemiş merdivenleri seçmişti. Arkasından yetişip asansöre binmemi mi engellemek istemişti, yoksa kovalamacayı uzatmak mı? Kovalamacayı uzatmak sadece beni oyalamaya yaramaz mıydı?

Yaşadığım farkındalıkla gözlerimi hızla araladım. Dudaklarım tedirginlikle titreşirken, ''Sarp,'' diye fısıldadım ve aklıma gelen kötü ihtimalle hızla asansöre doğru geri koştum.

Koş kız koş. Sevdiğine koş.

Bu durumda bile çorbadan tuzunu esirgemeyen iç sesimi içimden söküp atmak isterken şimdiye dek hiç hissetmediğim bir endişeyle asansöre girerek bizim katın düğmesine bastım. Ya kimliğim bir şekilde ortaya çıktıysa? Ya beni kasıtlı olarak Sarp'ın odasından uzaklaştırdılarsa? Bunları bilemezdim, zira ortada yapabileceklerine şahit bırakmamak adına da uzaklaşmamı istemiş olabilirlerdi. Bunlar sadece birer ihtimaldi. Ama böyle düşünmek için haklı sebeplerim vardı, çünkü kutuyu getiren adamın hareketleri ben onu görene kadar oldukça uyuşuktu. Sanki bilerek peşine takılmamı sağlamıştı.

Asansörün kapıları açılır açılmaz kendimi dışarı attım. Daha fazla dikkat çekmemek adına belki sadece büyük adımlar atmam gerekirdi, ama asansörden çıkar çıkmaz bana yönelen meraklı bakışlara bakılırsa, zaten yeterince merak uyandırmıştım. Bu yüzden kimsenin merakını umursamadım ve Sarp'ın odasına doğru koşmaktan geri durmadım.

''Işıl, ne oluyor?''

Sena'nın sesini işitmemle, ''Sonra, Sena,'' diye seslendim ve Sarp'ın odasına uzanan yolu tamamladım. Odanın kapısına ulaşır ulaşmaz hızla kapıyı araladım ve görgü kurallarını da, şirketteki konumumu da görmezden gelerek içeri daldım. Bakışlarım ilk olarak Sarp'a kayarken, ''Sarp!'' dedim endişeyle. Sonra Kaan'ın henüz burada olduğunu idrak etmemle ekledim. ''Bey. Sarp Bey.''

Sahte Bela (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin