YENİ BÖLÜM DEĞİL, BİLDİRİM ALMAYANLAR İÇİN GÜNCELLEME. Yıldızlarımı verin lütfen, yarın yollayayım bölümü 😁
•
Merhaba biz geldik! Keyifler nasıl?
Yıldızlar ve yorumlar için çooook teşekkür ederim. Yeni bölüme kadar hedefimiz 385 yıldız olsun. Göreyim sizi <3
Keyifli okumalar :)
*
Hastaneye girişimiz olaylıydı. Sarp sanki kendi bacaklarım yokmuş gibi bana yardımcı olmaya çalışıyor, bir yandan beni daha fazla incitmemeye gayret ediyor, ama aynı zamanda telaşlı hareketlerle beni yoruyordu. Nihayetinde yarama müdahale edilmesi için bir odaya alındığımda Sarp da tüm ısrarlara rağmen yanımda kaldı. Bana sürekli sakin kalmamı söylüyordu, ama asıl sakinleşmesi gereken kendiydi. En azından dakikalar önce durum bu şekildeydi. Zira şu an o ilacını almış gibi sakin, bense vücudumun her bir yanına kızgın demirler değdiriliyormuş gibi huzursuzdum.
Sarp sağlam kolumun elini sıkıca kavramış, başımı da bedenine yaslamıştı. Başım şu an Sarp'ın göğsüne dayalı bir vaziyette elini tutuyordum!
Kimse senden sakin kalmanı bekleyemez. Dağıl kızım.
''Yara derin değil,'' dedi genç doktor.
Sarp bununla ikna olmamış gibi, ''Ama o zaman neden bu kadar kan akıyor?'' diye sordu.
Genç kadın Sarp'a doğru gülümsedi. Ama bu gülümsemenin gerçek olmadığını anlamak için süper zeka olmaya gerek yoktu. Sarp'ın sürekli araya girip bir şeyleri eleştirmesi artık benim de canımı sıkmaya başlarken, ''Sarp Bey?'' dedim sorarcasına.
Anında ilgisini bana verdi. ''Söyle.''
''Doktor Hanımı bıraksak da işini mi yapsa? Sonuçta onca sene okuyan o değil mi? Eminim ne yaptığını çok iyi biliyordur.''
Sözlerim genç doktorun bana minnetle bakmasına neden oldu. Sarp'a bahşettiği gülüşün aksine bana sunduğu gülümseme gerçekti. Aynı şekilde karşılık verdim ve, ''Kusura bakmayın,'' dedim.
Kadın sesli bir iç çekti. Yaramın üzerinde son bir işlem yaptı ve doğrularak, ''Estağfurullah,'' dedi. ''Erkek arkadaşınızın sizin için endişelenmesi gayet normal.''
Ağzından bal damlayanlarda bugün.
Doktorun sözleriyle Sarp'ın bedeninin kasılışını hissettim. Gözlerim işittiklerimle fal taşı gibi açılırken, ''O benim erkek arkadaşım değil ki,'' diye itiraz ettim. ''Patronum.''
Kadın bu sözlerimle gülecek gibi oldu. İmalı bakışları bir yüzümde, bir de başımın Sarp'ın göğsüne yaslı olduğu tablonun genelinde gezindikten sonra başını salladı. Bu manzara karşısında Sarp'a resmiyetle hitap etmemin de pek etkisi yoktu sanırım.
''Allah herkese sizinki gibi bir patron versin o halde,'' dedi doktor. Sonra daha içten bir şekilde gülümseyerek ekledi:
''Hemşire Hanım geri kalanıyla ilgilenecek. Geçmiş olsun.''
Genç doktorun odayı terk etmesiyle somurtarak arkasından baktım. İşi gücü yokmuş gibi sevgili olduğumuzu iddia ediyor, bir de itiraz ettiğimde ikna olmuyordu.
Kene gibi adama yapışırsan öyle olur tabii.
İçimdeki ses sayesinde içerisinde bulunduğum durum bir kez daha aklıma gelirken bıkkın bir nefes aldım. Sarp'dan ayrılmalıydım. Ama istemiyordum ki!
Tekrar sesli bir nefes çektim içime. Gözlerimi yumdum ve başımı Sarp'dan uzaklaştırdım. Sıkıca birbirine kenetlenmiş ellerimizi de çözdüm ve bu hareketim Sarp'ın bir adım gerilemesine neden olurken bozuntuya vermemeye çalıştım. Resmen rahatım bozulmuştu oysa.