Biz geldik! Ama söylemem gerekiyor ki üzüyorsunuz beni arayı açarak :(
Yeni bölüm hedefimiz 335 yıldız olsun. Aşk işlerine el attık, aksiyona odaklanıcaz önümüzdeki bölümler. Benden söylemesi *_*
Keyifli okumalar <3
*
Hafta sonu boyunca yaşadığım farkındalığı sindirmekle uğraştım. Düğünün ertesindeki iki gün boyunca içimde olup bitenleri kimseye anlatmadım ve iç sesimin bitmek bilmeyen sözleriyle boğuştum.
Aşk olsun.
''Sorun da o zaten!'' diye söylendim kendi kendime, çantamın içine anahtarlarımı atarken. Dışarı çıkarken kullandığım çantayı ara ara değiştiriyorken, artık her gün kıyafetime uygun çanta kullanıp eşyalarımı o çantadan bu çantaya aktarmak bile yorucu gelmeye başlıyordu. Buna rağmen içimde çelişen duygular vardı. Bir yanım Sarp ile uğraşanları bir an önce bulup haklarından gelmek isterken, diğer bir yanım da bu iş sonsuza kadar sürsün, Sarp'dan ayrılmayayım istiyordu.
''Of!''
Çantamı omuzuma attım ve aynadaki yansımama bir göz attım. Bugün kahvaltı etmeden çıkacaktım. Ne iştahım vardı, ne de iki gündür kaçtığım sorulara yakalanacak halim. Cuma akşamına dair dört bir yandan onlarca soru gelmiş olsa da hepsini bir şekilde geçiştirmiş, kimseye renk vermemiştim. Kendimi amansız bir hastalığa yakalanmış gibi hissediyor ve bundan kimseye bahsetmek istemiyordum. Hoşlanmak bir şeydi, ama aşık olmak? Bunu kimseye anlatmayacaktım.
Gözlerin anlatır.
İçimdeki ses yutkunmama neden oldu. Kendi katımı terk etmiş, ağır ağır merdivenlerden aşağıya inerken yüzümde ağlamaklı bir ifade olduğuna emindim. Gerçekten Sarp'a bir kez baksam ele verir miydim kendimi? Hem ben şimdi nasıl davranacaktım ona?
Bir kez daha seslice ofladım. Ben bu değildim. Ben böyle bir şeyi hayatımın merkezine getirerek dert edecek bir insan değildim. Defne idim ben. Akışına bırakır, kafama göre yaşardım. Planladığım tek şey çıktığım görevlerdi. Gerisi gelişi güzel yaşanır biterdi.
Merdivenlerin son basamağına gelerek ruh hastası gibi zihnimdeki sözleri başımla onayladım. Derin bir nefes aldım ve evden çıkmak üzere son basamağı indim.
''Defne.''
İsmimin kulaklarımı doldurması yerimde durmama neden oldu. Omuzumun üzerinden başımı geriye doğru çevirerek bana doğru gelen anneme baktım. Yüzümdeki tatsız ifadeyi anında yok ederek alışılmış gülümsememi takındım.
''Anne?''
Annem bana doğru son adımlarını attı. Önümde durması bedenimi ona doğru çevirmeme neden olurken, ''Kızım,'' dedi. ''Kahvaltı etmeden mi çıkıyorsun?''