Biz geldik!
Yeni bölüme kadar hedefimiz 210 olsun. Ama geçirebilirsiniz, hiç sorun değil jfpgw :D
Keyifli okumalar <3
*
''Öyle güzelsin ki...''
Beynimin içinde büyük bir gürültüye neden olsan sirenler yetmiyormuş gibi bir de Sarp'ın bu sözleriyle kalp atışlarım hızlanmıştı. Bana güzel olduğumu söylüyordu. Güzel diyordu. Bana!
Heyecanımı ve hızlanan kalp atışlarımı hırslı gözlerle Sarp'a bakan garsona yormak istedim. Ama bazı konularda aptalsam o kadar da aptal değildim. Gayette Sarp'ın iltifatı yüzünden bu haldeydim. Haftalar önce neredeyse aklıma bile hakaret edecek olan adam çıtayı ne ara bu kadar yükseltmişti?
Sarp'ın gözlerini üzerimde hissedebiliyordum. Hayret dolu bakışlarımdan sıyrılmak istesem de başarılı olamadım. Adam resmen güzel olduğumu söylemişti!
Bunun bir sonraki evresi evlenme teklifi.
İç sesimin sözleri beni daha çok hayrete düşürürken, ''Şey...'' diye mırıldandım devamını getiremeden. Gözlerimi Sarp'a çevirince kalp atışlarım hızlandı. Oysa şu an hiç kendimi kalbimin insafına bırakabileceğim bir an değildi. Sarp tehlikede olabilirdi ve ben bir şeyler yapmalıydım.
''Ne?'' dedi Sarp sorarcasına.
''Te-teşekkür ederim,'' diye kekeledim.
İltifat Sarp'dan gelince nasıl da kalbin hop etti.
''İyi misin sen?'' diye sordu Sarp kaşlarını çatarak. Sonra yan bir şekilde sırıttı ve, ''Bünyen iltifat kaldırmıyor galiba,'' dedi.
Sözleriyle ona ters bir bakış attım. Gözlerimi kaçırdım ve, ''Ne alaka?'' diye sordum. ''Ben şey...''
Yine sözümün devamı gelmedi. Sarp'ın iltifatının altını didik didik etmek isteyen bir yanım olduğunu inkar edemezdim.
''Sen ne, Işıl?'' dedi Sarp sorarcasına.
Derin bir nefes aldım. Ne de olsa iç sesim Sarp'ın sözlerini gece boyunca durmadan hatırlatır, bana uykuyu haram kılardı. Bu yüzden işittiklerime erimeyi sonraya erteledim ve işime odaklandım.
''Ben bir lavaboya kadar gideyim mi?'' diye sordum daha güçlü bir sesle.
Sarp'ın nazik tutuşu beni usulca serbest bıraktı. Geriye doğru küçük bir adım attı ve, ''Tabii,'' diyerek başını salladı. ''Geri döndüğünde bul beni.''
Beceriksizce gülümsedim ve, ''Peki,'' diye onayladıktan sonra aceleci adımlarla salondan çıkmakta olan garsonu takip ettim.
Pis garson, Allah'ın belası garson! Her şey çok başka olabilirdi. Her şey çok romantik olabilirdi.