Dersler nihayet bittiğinde rahat bir nefes vererek şükrettim. Zira bitmiştim. İkindi ezanı da o sıralar okunduğu için namazımı kılıp öyle eve döndüm.
Evdeki küçük çaplı işlerimi hallettikten sonra yemek yapmaya koyuldum. Yemek yapmayı seviyordum. Yemek yaparken aklım dağılıyordu. Bu sayede dinlenmiş de oluyordum.
Bir saat sonunda yemek yapmayı da bitirdiğimde bomboş kaldım ortada. Günlük tüm işlerimi halletmiştim. Ev tek başına sessiz ve ürkütücü oluyordu. Oldum olası evde tek başıma olmaktan hiç hoşlanmazdım. Özellikle vakit akşama yaklaştığında çok daha korkardım.
En iyisi Umut gelene dek evde biraz ses oluşturmak deyip televizyonu açtım. Kafamı dağıtmam gerekiyordu. Eğer evde tek başıma olduğumu kendime hatırlatıp durursam yine korkmaya başlayacaktım. Allah'ım, Sen yardımcım ol.
Televizyonda şu komedi programlardan biri vardı. Neydi adı ya? Sümeyye çok severdi bu programı. Hah! Yazıyor zaten üstünde. Güldür güldür show. Evet ve bu skeç de tanıdık geliyordu. Sümeyye sürekli "Mutlaka izlemelisiniz. Çok komik."deyip dururdu. Bunu da hatırlamıştım. Meşhur Şevket hoca skeciydi bu. Herkes çok bahsederdi bundan. İzleyelim bakalım. Başımı yemekten iyidir. İnşaAllah Umut çabuk gelirdi.
"Hocam?"
"Hocam?"
"Hocam?"
"Söyle be kızım! Seni dinliyoruz!"
"Hocam? Ben aşık oldum da şey, kalbim pek kırılmıyor. Acaba kendimi bu binadan aşağı atsam kalbim kırılır mı?"
Anladım. İşlenen konu aşktı.
"Çok iyi fikir kızım. Bence de git kendini aşağı at sen ama baştan uyarayım kalbin kırılmaz! Kafan kırılır!"
"Yani hocam? Bu iyi bir şey mi?"
"Tabi ki de iyi bir şey kızım. Kafanda zaten beyin diye bir şey yok ki! Kafan kırılsa ne fark eder? Sen de kurtulursun, biz de kurtuluruz!"
"Anladım hocam. Programdan sonra mutlaka bu tavsiyenizi dikkate alacağım. Çok sağ olun."
"Sonra olmaz! Bence şimdi git, şimdi! Yahu Nezaket nereden buluyorsunuz böyle balyozları öff!"
"Çok sevdiniz değil mi yakışıklı hocam?"
"Hay Nezaket! Güzelsin güzel olmasına da bari biraz akıl olsaydı! Neyse..."
"Ha ha ha. İlahi hocam. Evet? Sıradaki seyircimize geçelim. Buyurun beyefendi?"
"İyi akşamlar hocam?"
"İyi akşamlar çocuğum iyi akşamlar."
"Severek izliyoruz hocam."
"Sağ olun. Sağ olun."
"Yatmadan önce her gece posterinizi öpüyorum hocam."
"Neden!"
"Öpmezsem kabus görüyorum hocam ama öpersem rüyalarımı süslüyorsunuz."
"Bak ya! Normal sapıkların rüyasını çıplak karılar süsler. Bu sapığın rüyasını ben süslüyorum!"
"Öyle demeyin hocam. Kendinize haksızlık ediyorsunuz."
"Nasıl yani!"
"Rüyalarımı çıplak süslüyorsunuz hocam."
"Nezaket söyle şuna; beni delirtmeden önce sorusunu sorsun. Yoksa elimden bir kaza çıkacak!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI MUCİZE OLSUN
Teen FictionSakar, komik, saf ruhlu, 21 yaşında, PDR okuyan, başarılı bir genç kız; Mucize Güngören. Sessiz-sakin, soğuk, 23 yaşında, mimarlık okuyan, bebek yüzlü bir genç adam; Umut Tekinoğlu. Aileleri tarafından hiç istemedikleri halde evlendirilen iki gencin...