Şu an kalbimin kaç nokta şiddette attığını bilemeyecek kadar çok şaşkındım. Umut'un belimdeki elleri ve boynumdaki nefesi heyecanımı hiç durmadan arttırıyordu.
'Onun gibi kokuyorsun' demişti. Annesini kastetmiş olmalıydı. Sadık amca da konuşurken benzetmişti onu bana bir kere.
Kendime gelmem gerektiğini düşünüp omuzumda uyumasın diye onu hafiften dürtükleyip yanağına dokundum. Çok ateşi vardı bu çocuğun ya.
"Umut kalkman gerekiyor. Yoksa havale geçireceksin bak, Allah korusun!"deyip onu tekrar ayağa kaldırmaya çalıştım ve bedenimdeki kollarını çözdüğümde desteksiz kalınca birdenbire oturduğu yerden yastığına doğru uzandı yan bir şekilde.
"Hiç halim yok..."diye fısıldayınca ayağa kalkıp ne yapabileceğime bakınmaya çalıştım.
"Tamam. Sen burada kal. Ben biraz su ve bez getirip öyle ateşini düşürmeye çalışacağım."
Gözleri hâlâ kapalı olduğu gibi cevap vermedi. Sürekli kesik kesik uykuya dalıyordu. Ben de ayaklarımı harekete geçirip mutfağa, banyoya artık nereye olursa gidip bir tas içerisine ılık su koyup bulduğum bir bezi kapıp Umut'un yanına geri döndüm. Gözleri hâlâ kapalıydı. Allah'ım! İnşaAllah ona bir şey olmazdı.
Da bu malzemeleri falan getirdim ama şimdi ne yapacağımı pek bilemiyordum. Acaba alnına koysam yeterli miydi? En iyisi ablama mesaj atmak. Sonuçta o bir sağlıkçıydı değil mi? Allah'ım, biliyorum şu an uyuyor olmalı ama ne olur mesajımı görsün ne olur!
"Selamün aleyküm abla? Umut'un çok ateşi var da ne yapmam gerekiyor, söyler misin?"
1 dakika...
3 dakika...
Hadi abla!
5 dakika!
Ne olur Allah'ım!
"Aleyküm selam. Ilık bir banyo yaptırabilirsin Mucize."
Allah'ım sana şükürler olsun! Sonunda cevap verdi.
"Çok halsiz abla, yerinden kalkamıyor. Ben de su ve bez getirdim. Alnına koysam yeterli mi?"
"İyi yapmışsın ama önce bir ateşini ölç bakalım. Ona göre karar verelim."
"Tamam abla. Bekle biraz."
Diye yazıp hemen odama koştum. Allah'tan termometremi yanımda getirmiştim. Onu kaptığım gibi hemen Umut'un yanına koştum ve yüzüne gelen saçları çekip termometreyi dilinin altına koydum. Uykulu olduğu için biraz zor oldu ama yapabildim elhamdülillah.
Alet öttüğünde alıp değere bakınca şaşkınlıkla gözlerim büyüdü. 39°C' mi? Aman Allahım!
"Abla ateşini ölçtüm ve 39°C çıktı. Ne yapmalıyım?"
"Oouv bayağı yüksekmiş. Bu çocuk çok mu üzüldü de böyle ateşi çıktı?"
Umut'a baktım. Maalesef evet!
"Şimdi Mucize! Birkaç bez daha al ve ıslatıp koltuk altlarına, kasıklarına, dirseklerinin iç yüzüne ve avuç içlerine yerleştir tamam mı ablam?"
Ne! Ne! Ne!
"Ama abla bunun için üstündekilerini mi çıkartmam gerekiyor?"
"Kızım ne utanıyorsun? O senin kocan! Hadi çocuğu daha fazla öyle bekletme. Acele et. Üst kısmını sıyırsan yeterli."
Ablam haklıydı. Umut'u kurtarmam gerekiyordu ama utanıyordum... Nasıl yapacağım ki? Afff!
"Peki tamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI MUCİZE OLSUN
Teen FictionSakar, komik, saf ruhlu, 21 yaşında, PDR okuyan, başarılı bir genç kız; Mucize Güngören. Sessiz-sakin, soğuk, 23 yaşında, mimarlık okuyan, bebek yüzlü bir genç adam; Umut Tekinoğlu. Aileleri tarafından hiç istemedikleri halde evlendirilen iki gencin...