Uyandığımda hemen zeytin peynir atıştırıp caddedeki garsonluk ilanlarına bakmak için dışarı çıktım. Allahtan bir kafede bulabilmiştim ve evime çok yakındı. Hemen yarın başlayabileceğimi söylediler ve birkaç kağıt imzalatıp giymem gereken kıyafetleri verdiler.
O gün sadece yatmayı planlıyordum. Sadece yatmayı...
Yatmak, yatmak, yatmak. Markete uğrayıp üç beş birşey aldıktan sonra eve gittim. Akşamüstü yemek için çorba yaptım. Bu aralar sporuda ihmal etmiştim ve ucundan ucundan karın kaslarım gidiyordu. Bunun için oturup ağlayabilir miydim? EVET
Telefonumu elime alıp instagrama girdim artık hesabımı kullanmıyordum. Hicbirşey paylaşıp silmiyordum. Sahte bir hesap açıp ordan geziniyordum. Baya bir ünlülerin fotoğraflarına baktıktan sonra tanımadık bir numaradan mesaj geldi.
- Kapının önünde bekliyorum
Kapıyı açacak mıyım? Hayır. Ama delikten tabikide kim olduğuna bakacaktım. Egemen olamazdı değil mi? Belki de biri numaraları karıştırıp yanlışlıkla atmıştır.
Sessiz olmaya özen göstetrerek kapıya gittim. Ayak seslerim duyulmasın değil mi?
Delikten baktığımda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Egemen? Burayı nasıl bulmuştu ki. İnanmıyorum cin falandır bu. Ciddi ciddi cin bu kesin. İnanmıyorum kardeşim zorla mı? Kapıyı açtım ve tanımıyormuş gibi davranmaya karar verdim.
- Hello?
- Derin!
- who are you?
- Derin saçmalama. Güzelim. Derinim. Hata ettim. Bu kadar abartmamalıydım. Konuşalım mı bitanem?
İşte o an ağzımdan bir hıçkirık koptu. Bozuntuya vermemeye çalıştım
- I can not understand you sir?
How can i help you?Egemen'e baktığımda gözleri kızarıktı. Yüzü soluk, bir ruh emiciye benziyordu. Hayri pitircik. Ekspresso patronum! Sen bi sussana bee. Evet. İç sesimle böyle bir durumda cebelleşiyorum. Kendimi toparladım. Egemen ağlamaya başlamıştı.
- Benimle konuşursan bana büyük bir iyilik etmiş olursun Derin.
- Sorry but i can't understand you.
- Derin yapma.
Artık ikimizinde dayanacak gücü kalmamıştı. Ağzımdan çıkan haddi hesabı olmayan hıçkırıkları engelleyemiyordum.
- Derin?
Sesi çok narin ve acı çeker gibi çıkmıştı.
- efendim allahın cezası efendim.
Bir yandan aglayıp,diğer yandan konuşmaya çalışıyordum. Artık ayakta duramayıp kendimi duvara yaslayıp oturdum. Kapıyı kapatıp oda aynı şekilde oturdu yanıma. Kokusunu özlediğim Egemen. Kokusuna aşık olduğum Egemen...
Ayağa kalktı ve birden kendimi havada buldum. Sevdiğimin kucağındaydım. Salona geçtik ve kucağına oturdum. İkimizde hiçbir şey söylemeden öylece ağlıyorduk.
- özür dilerim egemen özür dilerim...
Sesim sonlara doğru fısıltı gibi çıkmıştı. Beynimi mi dinlemeliydim yoksa kalbi mi mi?
Bir seferlik kalbimi dinliyim nolcak ki? Senin süper güçlerin mi var nasıl steteskop olmadan kalbini dinleyeceksin diye sormayın. Sormayın işte.- Bende özür dilerim güzelim. Bende...
- beni nasıl buldun?
- bir arkadaştan?
- kim o arkadaş.
- çınar.
Hay sikiyim senin işini ben beee. Üfff. Bir daha derdimi kimseye anlatmicam ben. Ciddi ciddi şansa bak abi.
- çınarla arkadaş mısın?
- evet güzelim?
- bende... Dertleşmiştik biraz. Anlatmıştım herşeyi.
- iyiki de anlatmışsın. Eğer çınara anlatmasaydın daha uzunca bir süre ayrı kalırdık değil mi güzelim?
- biz şimdi barıştık mı? Bu kadar kolay mı?
- barışmadık mı?
- beni çok üzdün Egemen. Bana güvenmedin.
- Sana güvendim birtanem ama...
- AMA NE?!
Çok ani bir çıkış yapmıştım bunu beklemiyor olmalıydı ki korktu.
- öpüştünüz Derin, öpüştünüz
- sence ben istedim mi? SENCE BEN İSTEDİM Mİ EGEMEN?! ARTIK YETER BIKTIM BU SİKTİMİN HAYATINDAN BEE BIKTIM. TAM MUTLULUĞUMU BULDUM, ANNEMLE BABAMIN ACISINI HAFİFLETTİM DERKEN SEN BENİ ACITTIN. SENİ DE KAYBETTİM. HİÇ KİMSEM KALMADI BENİM ANLADIN MI? HİÇ KİMSEM KALMADI?
Egemen'i orda bırakıp yatak odama gittim banyoya girip kendimi kitledim. Kesik kesik ve ani nefesler alıyordum. Bu kriz geçireceğimin habercisiydi. En son annemleri kaybedince olmuştu. Bağırmaktan ve ağlamaktan nefes alamıyordum. İyi ki de alamıyordum. Belki de ölürdüm. O zaman kurtulmuş olurdum. Egemen'in kapının orda bağırışlarını kesik kesik duyuyordum. Nefes alamıyordum. En son Egemen'in kapıya omuz atıp içeri girdiğini ve beni kucağına aldığını hatırlıyorum.
Gerisi karanlık...