HÜKÜM 75

7.6K 438 175
                                    

"Evin bence mavi olanı giymelisin."

diyen Xezal ablaya ve yatağın üzerindeki xaftanlara bakıyordum. Yatağın üzerinde üç tane xaftan bulunuyordu. Xaftan düğünlerde ve cenazelerde giyinen yöresel kıyafetin adıydı. Şu an yatağın üzerinde olan xaftanlardan birini ablamın rıhalinde (düğün alışverişi) eniştemin annesi almıştı. Gelinin kızkardeşi ve damatın kızkardeşine xaftan alınması gelenekselleşen bir duruma gelmişti. Bir diğer xaftanı annem benim için özel olarak almıştı. Düğün olduğu zaman giyebileyim diye elimin altında bir tane olmasını istemişti. Diğeri ise Hezan'la benim evleneceğim zaman çıktığımız düğün alışverişinde alınmıştı. Mavi, yeşil ve kırmızı renklerindeydiler. Xezal abla mavi olanı giymemi istese de kararsız kalmıştım. Bugün düğüne gidecektik ama ben hala bir seçim yapamamıştım. Hatun anne Xezal ablayı göndermiş ve bana yardımcı olmasını istemişti. Tabi benim kararsızlığımla bu yardım olayı biraz sekteye uğramıştı.

"Ya da yeşil giy. Gözlerini ön plana çıkarır. Güzel ve hafif bir makyajla fıstık gibi olursun."

dediğimde hem Xezal ablaya hem kendime daha fazla eziyet çektirmemek adına yeşil xaftanı aldım. Kol kısımları parlak boncuklarla işlenmişti. Xaftanın ön ve arka kısımlarında kalın ve ince desenler göze çarpıyordu. Oldukça parlak ve güzel görünüyordu.

"Ben giyinip geliyorum."

dedim elimdeki ile Xezal ablaya bakarken. Başını salladığında yürümeye başladım ve dolaptan siyah bir bluz alıp banyoya geçtim. Kapıyı kapatıp içeri girdiğimde üzerimdekileri el çabukluğu ile çıkarıp iç çamaşırlarımla kaldım. Siyah bluzu alıp giydim ve ardından eteği alıp bluzumun üstüne çektim. Xaftanı da alıp kollarımdan geçirdiğimde uzun olduğu için eteğimi kapattı. Xaftanın uçlarını çapraz bir şekilde bağlayıp bervaneki (eteğin önüne giyilen uzun işlemeli xaftan kıyafetinin tamamlayıcısı) karnımın hemen önünde bağladıktan sonra çıkardığım kıyafetleri kirli çamaşır sepetine atıp ağır ağır banyo kapısına yöneldim. Genel olarak ağır bir düğün kıyafetiydi. Banyonun kapısını açıp Xezal ablanın karşısına çıktım.

"Nasıl olmuş?"

Xezal abla bana bakınca memnuniyetle başını salladı.

"Güzel ama makyaja  ihtiyacın var. Gözlerini ön plana çıkarabileceğimiz bir makyaj yapacağım sana. Sen gel otur şöyle."

dediğinde yanına yaklaştım ve yatağa oturdum. O elindeki makyaj çantasını yatağa bırakıp açarken utançla mırıldandım.

"Çok fazla ağır olmasın abla. Civan sonra bir şey demesin."

dedim ürkek bir ceylan gibi konuşurken. Civan'ın hastanedeyken verdiği tepkiyi, gözlerindeki alevi görmüşken bir de gittiğimiz düğünde bir rezillik çıkarmasını istemiyordum. Üç gündür aramız bayağı iyiydi. Şakalaşıyorduk, birbirimizle sataşıyorduk. Hayatımın en güzel günlerini yaşıyordum ve bunu kendi ellerimle mahvetmek isteyeceğim en son şeydi. Civan bana değer veriyordu ve bu değeri öldürmek istemiyordum. Bu yüzden böyle bir ricada bulunmuştum.

"Dese ne olacak ki? Düğün sonuçta bu."

diyen Xezal ablanın keyif verici sesiyle bir şeyleri anladığını anlamıştım ama yine de konuşmaktan geri durmadım.

"Düğün de işte Civan'ın sağı solu belli olmuyor. Çok hafif bir şey yapsan yeterli."

dedim kendi isteğimi Xezal ablanın göz önünde bulunduracağını düşünerek. Oysa öyle olmadı.

"Benim kardeşime sağını solunu kaybettirecek ne yaptın sen? Böyle kıvranma da söyle artık."

Xezal ablanın net tavrı ile panik içinde konuştum.

HÜKÜM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin