HÜKÜM 116

7.4K 282 83
                                    

Dudaklarımdan titreyen cümleler gerçeği açıklamıştı Civan'a.

Benim babam ölmüştü. Babam!

Gözlerimden süzülen gözyaşlarına engel olamadım. Bana hiçbir zaman baba olamamış bir adamın ardından gözyaşı döküyordum. Ne garip! Şiddetini arttıran ağlamam ile Civan şaşkınlığını üzerinden atıp beni kolları arasına çekti. Başım göğsüne yaslanırken daha çok ağladım kollarında. Civan varlığını hatırlatmak istercesine elini sırtımda aşağı yukarı ilerleterek bana destek oluyordu.

Küçük bir kız çocuğuydum ben. Babasının öpüp koklamadığı, kolları arasında uyutmadığı bir kız çocuğu... Hani babalar kızlarının kahramanı olurdu? Babam benim hiç kahramanım olmamıştı. Bu muydu burnumun direğini sızlatan acının, kalp ağrısının sebebi?

"Be...nim ba...bam öldü. Öldü!"

Civan omzundan tutup beni göğsünden ayırdı. Göz göze geldiğimizde yumuşak bakışları benim daha fazla ağlamama sebep olacak kadar güzel bakıyordu bana.

"Benimde babam öldü. Şu an kalbinin üzerindeki ağırlığı, o sancının acı verici tadını en iyi ben bilirim. Ağla güzelim, hakkındır ama bebeğimiz..."

Duraksadı ve sözlerini kalbime ilmek ilmek işlemek istercesine yavaşça mırıldandı.

"Bebeğimiz için kendini salmamalısın. Feryat figan etmek istiyor o yürek. Kendini bırakmak istiyorsun biliyorum ama bebeğimiz yeni bir düşük tehlikesi atlattı. Hâlâ risk devam ediyor. Eğer sen böyle yaparsan o sana tutunamaz güzelim. Baban gibi onunda gitmesini ister misin bizden?"

Civan istemesemde haklıydı. Babam için gerçekten içimde varlığını daha önce fark etmediğim bir volkan patlamak istiyordu. Bu volkan öyle şiddetli, öyle yıpratıcıydı ki ayakta durursam düşeceğim muhakkaktı.

Ben babamı sevmiyor sanırdım kendimi. Öyle değilmiş. Baba ölünce ilk evlat düşüyormuş yere. Ona atmak istediğin taş mezarında bitince güle dönüştüğünü görüyormuş yaşlı gözlerin.

"Ta...mam. Eve gide...lim. "

Sesim kesik kesikti. Hâlâ acı lime lime ediyordu bedenimi. Yakıp kavuruyordu biçare kalbimi. Elimin tersiyle gözyaşlarımı temizleyip ayağa kalktığımda sendeledim. Düşmeme ramak kalacakken Civan beni tuttu ve kolları arasına aldı. Yeni bir gözyaşı dalgası beni tutmadan önce bedenim zangır zangır titriyordu. Kendimi tutmak çok zordu. Bebeğim için diyordum, bebeğim için...

"Seni bu halde götürmem. Gerekirse ben senin yerine ağlar, ben senin yerine düşerim Evin. "

Sesinin tınısı ağlamak için kendini zapteden gözyaşlarımın şiddetini arttırdı. Karşı koyamadım.

"Sen ağlama, sen düşme. Sen düşersen dizlerin kanar. Ben yere çakılırım. Sen ayakta durmazsan ben sakat kalırım. "

Gözyaşlarım durmak bilmezken Civan sağ elini yüzüme yerleştirip gözyaşlarımı sildi.

"Şimdi banyoya gidiyoruz. Kendini toparlamadan seni bu odadan çıkarmam."

İtiraz etmeye meyleden dudaklarımı Civan sözleriyle yarıda kesti.

HÜKÜM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin