HÜKÜM 108

7.2K 372 65
                                    

"Hazırsan aşağıda seni bekliyorum."

diyerek benimle telefonda konuşan Civan'ı onayladım.

"Beş dakikaya geliyorum."

Telefonu Civan'ın bir şey demesine izin vermeden kulağımdan çekip yatağın üstüne doğru fırlattım. Hatun anne ve Xezal abla ile bol bol sohbet etmiş, günün ilerleyen saatlerinde ise biraz dinleneceğimi söyleyerek odama çekilmiştim. Civan aramadan 20 dakika önce ise uyanmıştım ve saatin farkında olarak hazırlanmaya başlamıştım. Hazırlanırken midem boş olduğu halde bulantım baş göstermişti. Lavaboya hızlıca koşmuştum fakat öğürmek dışında hiçbir şey olmamıştı. Yine de beni zorlayan bebeğim yüzümün renginin çekilmesine sebep olmuştu. Hazırdım hazır olmasına fakat bir hayaletten farksız yüzümle annemlerin yanına geçmek istemediğim için telefon konuşmasını bitirip makyaj masasına koşmuştum. Yüzümü biraz renklendirip, eski halime nazaran daha iyi bir görüntü ile aynaya baktığımda tamam olduğuma karar verip ayağa kalktım. Yatağın üstüne gelişigüzel fırlattığım telefonumu elime alıp, çantamı da koluma taktığımda çıkmak için hazırdım. Odadan çıkıp, kapıyı kapattığım esnada kendi odasından çıkan Hatun anneyi gördüm. Öylece çekip gidemediğim için yavaş adımlarla bana gelmesini bekledim. Hatun anne beni görünce sıcacık bir tebessümü bahşetti dudakları bana.

"Hayırdır kızım? Bir yere mi gidiyorsunuz?"

diye soran Hatun anneyi başımla onayladım.

"Anneme uğrayamamıştım anne. Civan ile oraya gideceğiz."

"Gidin gidin tabi. Selam söyleyin benden de."

Başımı salladım Hatun anneye. O sırada merdivenleri iniyorduk.

"Hamilelik yaramış sana."

diyen Hatun anneye saf bir şekilde sordum.

"Nasıl?"

"Yüzüne, gözüne renk gelmiş maşAllah. Daha öncede güzeldi yüzün fakat şimdi dahada oturmuş. Makyaj yapmışsın. Daha da güzel görünüyorsun. "

diyen Hatun anneye utanarak teşekkür ettim.

"Teşekkür ederim anne. Makyaj yapmayacaktım aslında. Uyandıktan sonra midem bulandı. Yüzümün rengi çekilmiş gibiydi. Hem annemi, hem Civan'ı endişelendirmemek için makyaj yaptım biraz."

"Bir şey demedim kızım. Gençsin, güzelsin. Sen yapmayacaksın da ben mi yapacağım?"

Hatun annenin bana iltifat edip, kendini arka plana atmasına göz yumamadım.

"Aşk olsun anne. Bende olup sende olmayan ne varmış? Beni kırk kez cebinden çıkarırsın sen."

dememle yüzü aydınlanan ve gülen Hatun anne ile avluya geçiş yapmıştık.

"Beni mutlu edeceksin diye kocanı kapı önünde bekletme. Hadi Allah'a ısmarladık."

diye benimle veda eden Hatun anneye tebessüm edip yanından ayrıldım. Kapı önünde ileri geri volta atan Civan'ı görmem ile ona doğru koşmak için adımlarımı hızlandıracakken onunla bakışlarımız kesişti.

"Koşmayı düşünmüyorsundur umarım karıcığım."

Civan'ın yüksek tondan çıkan sesini duymamanın mümkünatı yoktu. Sözlerindeki imayı anlamamak için ise kahin olmaya gerek yoktu. Koşmak için öne atılan ayaklarımı geri atıp, minik adımlarla ona yürümeye başladım. Onun yanına gittiğim zaman beni bu konuda azarlayacağından emindim. Bu konuda haklıydı da. Hamile bir kadın olduğumu unutup olmadık hareketler yapıyordum. Karnımda hafif bir çıkıklık dışında hamile olduğuma dair bir iz yoktu. Bu da olmadık hareketlerimin temel sebebiydi. Bazen çok dikkatli iken, bazen haşarı bir çocuktan farksızdı davranışlarım. Şimdi adım adım yaklaşmakta olduğum kocam beni bir güzel azarlayacaktı ve bende haklı olduğu için bir şey diyemeyecektim haliyle. Önünde durduğumda küçük bir çocuk edasıyla başımı eğmiştim ve alttan alttan bakmayı da ihmal etmiyordum.

HÜKÜM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin