Kulağıma fısıldamak için yaklaştığında kokusunu içine çektim. Odunsu ve sigara kokan bir kokusu vardı. Tamam ama ben neden bunları düşünüyordum. Yok yok hayır ya ben bu adama aşık falan olamazdım. Çünkü biz ayrı dünyaların insanlarıyız o bir mafya i...
Hastaneden çıkıp eve geldik. Rüzgâr'a her şeyi anlatınca ilk başta kahkahalarla güldü. Ama sonra hastane olayına gelince gözleri doldu.
Biraz daha oturup odamıza çıktık. Batu zaten böyleydi. Ben geldikten sonra böyle olmuştu. Kendimi sızlasam da kendi kararı demiştim.
Odamıza çıkınca üstünü değiştirip yatağa uzandım. Kerem de banyodan çıkıp üstümü giyinip yanıma yattı ve beni yanına çekti.
" Bir hafta sonra düğünümüz var."
" Ne? Ama mekan? Davetliler?"
" Dur bi sakin. Mekan zaten hazır. Sahil kenarı olacak. Bu da senin hayalin zaten Gelinlik modelleri hazır. Saçını bilmem ki zaten ona daha bir hafta var. Damatlık da zaten bende." Dediğinde sanki uykum yeni gelmiş gibi esnedim ve daha çok Kerem'e sokuldum.
" Kerem sen çok güzel bir detaysın."
" Sen de çok güzel bir ömür." Uyumadan önce duyduğum sözlerdi bunlar.
1 Hafta Sonra
Akıp giden yolu izliyordum. Aras, Rüzgâr ile gelmişti. Biz de Kerem ile hazırlanıp geldik. Kerem siyah smokinin içinde nefes kesiciydi. Pek smokin sayılmaz aslında. Paltonu yok ve gömleğinin iki düğmesi açıktı ama yine de yakışıklıydı. Gelinligim çok sadeydi. Aslında üstümde sade sıradan bir elbise gibi durmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saç Modeli ve Gelinlik
Kerem'in sesiyle kendime geldim. Etrafa baktığımda arabanın durduğunu ve geldiğimizi anladım. Mekan çok güzel olmuştu. Yerde tahta yoktu. Zaten ben istemiştim böyle olmasını. Nikâh koyulduktan sonra ayakkabılarımı çıkaracaktım.
" Güzelim iyi misin?" Galiba söylesem sakınca olmazdı.
" Kerem ben yanına yakışmıyorum." Kaşlarını çatıp bir süre beni izledi.
" Nerden vardın buna?"
" Sen bi kendine bak önce. Smokinin tam olmasa bile yakışıklısın. Ama ya ben. Sıradan elbise giymişim gibi oldu." Yüzümü avuçları arasına alıp konuştu.
" Güzelim yanılıyorsun. Asıl ben senin yanına yakışmıyorum. Senin güzelliğin ışığın benim yakışıklı olmamasın yanında bir hiç. Sen dünyanın en güzel kadınısın. Hem onlar seni beğenmesin kıskanırım ben." Dediğinde gülüp dudağını öpmeye başladım.
Makyajım olmadığı için rahattık. Sadece biraz rimel ve kremsi renkte durum vardı. Kerem de karşılık verince zor da olsa ayrıldık. Daha sonra Kerem arabadan inip yanıma geldi. Vana koluna girmem için uzattığı koluna girdim.
Beraber yürümeye başlayınca herkes bize döndü. Şimdi siz diyeceksiniz ki topuklu ayakkabılarla nasıl yürüyorsun diyeceksiniz de ben topuklu ayakkabı giymedim ki. Sandalet giydim. Ilk defa giysem de rahattı.
Daha sonra nikah memeutu gelmis ve nikâhımızı kıymıştı. Artık o benim ben de onundum. Yanımda duran Kerem'e sıkıca sarıldım. Bir anda gelen sesle oraya döndüm. Oğlum koşarak bana geliyordu.
" Annnnneeee." Kollarımı açıp onu kucağıma aldım. Kerem'e baktığımda ise Aras ve bana baktığını gördüm. Eğilip kulağıma fısıldadı.
" İşte şimdi tam bir aileyiz." Tüm gün boyunca eğlenmiştik. Dediğimi yapmış sandaletlerimi çıkarmıştım. Alper gelmemişti. Biliyordum ki önemli bir işi vardı.
Gece sonunda öyle yoruldum ki kendimi arabaya nasıl attığını bile bilmiyordum. Yolda giderken kapanan gözlerime direnmeden kapattım.
Uzun bir zaman sonra uçuyordum. Lan dur bir dakika. Ben uçamazdım ki. Gözlerimi açıp etrafa baktığımda Kerem'in kolları arasındaydım. Hayır sandığınız gibi balayı yapmayacaktık.
Kerem'in gülümseyen yüzünü görünce ben de gülümsedim. Daha sonra eve girdiğimizde beni direkt odaya çıkardı.
Kerem beni yatağa yaptırdıktan sonra üstünü çıkarmak için gitti. Geldiğinde sadece eşofman altı vardı. Kazağı yoktu.
Adam haklı be. Hava kırk derece. Şükür ki kişi atlattık. Şimdi siz daha geçen ay kar yağıyordu ne ara yaz geldi diyeceksiniz ama demeyin çünkü biz tatili kışın son iki haftasında yaptık.
Üstümdekinden kurtulmak için değerlenmeye başladım. Bir çift kolla tutulduğumda gözlerimi az da olsa açtım.
" Hava çok sıcak. Elbisemi çıkar." Dediğinde gülümseyip yataktan kalktı ve dolaba yöneldi. Uzun uğraşlar sonucu dolabtan şort ve atlet çıkarıp yanıma geldi.
Beni oturur pozisyona getirip kendi de yanına oturdu. Elbisenin yanında olan fermuarı indirip elbiseyi basimdan çıkardı. Şu an karşısında çıplaktım ve zor da olsa gördüğüm koyularmış gözlerinden kendini zor tuttuğu anlaşılıyordu.
Elbise tamamen vücudundan çıkınca sakinleşmek için derin derin nefesler almaya başladı. Ne yani bu kadar mı zordu? Gözlerini kapatıp bekledi. Bense uyku mahmurluğu hala üzerimde olduğu için göğsüne yaslandım.
Işi daha da çıkmaza sokmak ister gibi tırnaklarımla göğsünde daireler çizmeye başladım. En sonunda bu halim onu daha çok zora sokacağı için ilk önce seti giydirdi ama ben geri çıkardım.
Şu adamla dört senedir birlikteydik ve hala benim spor atletinden huylandığımı anlatamadım. Çatık kaşlarla bana bakarken konuştum.
" Bana geniş kazak versene." Başıyla onaylayıp yataktan kalktı ve dolaba ilerledi. Iki dakika sonra elinde kendini tişörtüyle yanıma geldi ve giydirdi. Daha sonra şortu giydirip beni yatağa yatırdı.
Kerem de yanıma yatınca ona sokuldum. Şuan her ne kadar uykulu olsam da kokusunu duymaya o kadar ihtiyacim vardı ki.
Başımı boynuna gömüp gözlerimi kapattım. Saçıma konan öpücüklerle gülümsedim. Bu adamı çok seviyordum. Madem norm zamanda söyleyemiyordum. Ben de uykulu halimle söylerdim.
" Kerem seni çok seviyorum. Beni hiç bırakma. Eğer sen de beni bırakırsan tutunacak dalım sadece Aras kalır. Seni çok seviyorum sol yanım. Sevdam. Oyu geceler."
" Ben seni istesem de bırakamam ki zaten. Git desen de gitmem. Sana da iyi geceler güzelim."
