Su'dan (9 Ay Sonra)
Canım şuan acayip derecede elma çekiyordu ama evde yoktu. Çünkü daha mevsimi değildi. Bazı yerlerde vardı ama biz daha almamıştık. Kerem'e haber vermek istemiyordum. Zaten sabah erken kalkıp kahvaltı hazırlıyordu.
Aslında kahvaltıyı Ayşe Teyze hazırlardı ama şimdi ve temizliğine bakıyordu. Çünkü temizliğe gelen kızlar ya Kerem'e bakıyorlardı ya Rüzgâr'a ya da Batu'ya ya da Alper ve Caner'e. Evet kocamdan başka hayatımda olan erkekleri kıskanıyordum. Aslında Alper ve Caner'i, kızlar kıskanıyordu ama neyse.
İşte Kerem kalkıp ilk önce kahvaltı hazırlıyordu, sonra ise arada beş dakika içinde giyinip beni ve Aras'ı kaldırıyordu. Daha sonra Aras'ı okula bırakıp ise gidiyordu. Akşama kadar işte yoruluyordu. Işten gelirken Aras'ı alıp eve geliyordu. Benim bazen gelen kıskançlık krizlerimi çekiyordu. İşte bu yüzden şimdi ben de yormak istemiyordum.
Boşverip uyumaya karar verdim. Gözlerimi kapatınca gözümün önüne elma gelince nedenini bilmeden ağlamaya başladım. O sırada Kerem kalktı ve bana şaşkınca bakmaya başladı.
" B-ben ö-özür dilerim. Uy-uyandırmak istemedi-m." Benim gibi oturur pozisyona gelip yüzünü avuçları arasına aldı.
" Özür dileme sevgilim. Ne olduğunu anlatmak ister misin?" Kararsızca gözlerine bakınca öğrenmeden yatmayacağını anladım.
" Iııı benim can-ım elma çekiyor." Kaşlarını çatınca kafamı eğdim. Her zaman derdi bir şeye canın çekerse söyle diye.
" Neden beni uyandırmadın?"
" Çünkü sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırlıyorsun. Sen önceden sabahları banyo yapar öyle giyinirdin ama şimdi direkt gibiyim akşam banyo yapıyorsun. Daha sonra ters yoka gidip Aras'ı okula götürüyorsun. İşe gidip orada yorumluyorsun ve eve gelirken tekrar ters yola gidip Aras'ı alıyorsun. Yetmemiş gibi bir de benim saçma kıskançlık krizlerimi çekiyorsun. Çok yoruluyorsun. Yüküm işte sana." Tekrar ağlamaya başlayınca beni kolları arasına aldı. Sakinleşince çekilip konuşmaya başladı.
" Sen ve Aras hiçbir zaman bana yük olmadınız. Şimdi üzme kendini ve ne istiyorsun tekrar söyle." Gözlerimin heyecanla patladığına kalıbımı basardım.
" Getirecek misin?" Gülüp başını salladı.
" Elma. Elma istiyorum ben." Kalkıp çoraplarını giydi.
" Bu mevsimde bulunmaz ama bulmaya çalışırım. Sen beni bekleme uyu."
" Hayır olmaz. Sen gelmeden olmaz. Hem zaten senin kökün olmadan uyuyamıyorum." Dudaklarıma sert bir öpücük koyup gitti.
4 saat sonra güneş doğarken Kerem uykulu gözlerle elinde elmalarla geldi. Hızla kalkıp sarıldım. Allim çıkmıştı. Telefonunu yirmi dört defa aramıştım. İlkinde çalmıştı ama daha sonra telesekretere düşünmeye başladı. Basına bir şey geldi diye ödüm koptu.
" Neden telefonlarıma cevap vermedin?"
" Özür dilerim güzelim ama telefon dışardayken şu birikintisine düştü."
" Elmaları aldın mı?" Küçük bir kahkaha atıp kafasını salladı. Poşeti elime verdi. Ben yatağa oturup yemeye başlarken Kerem ise yanıma yattı.
" Bence bugün kendime tatil versem, oğlum ve karımla vakit geçirsem kötü olmaz." Şişik yanaklarımla konuşmaya çalıştım.
" Gorçokton bogon kolocok moson?" Yavaşça kafasını salladı. Ben ağzımdaki elmaları yutup yanına kıvrıldım. Hızla kafasını göğsüne koydu ve elimi saçını okşamam için aldı. Yavaşça okşamaya başladım. Gözlerim giderken daha fazla dayanamayıp uyudum.
_____________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşkım
AvventuraKulağıma fısıldamak için yaklaştığında kokusunu içine çektim. Odunsu ve sigara kokan bir kokusu vardı. Tamam ama ben neden bunları düşünüyordum. Yok yok hayır ya ben bu adama aşık falan olamazdım. Çünkü biz ayrı dünyaların insanlarıyız o bir mafya i...