Su'dan
Valizleri toplayıp aşağı indim. Sağolsun Rüzgâr Ve Batu her şeyi hazırlamıştı. Ev çok güzel duruyordu. Kerem, ben ve Aras aşağı indiğimizde kapı çaldı.
Kapıyı açtığımda gördüğüm kişilerle şaşırdım. Kızlar, Caner ve Alper karşımda duruyordu.
" Su bizi içeri alacak mısın yoksa geri gidelim mi?" Daldığım düşünceden Elif'in sesiyle çıktım.
" Şey ya kusura bakmayın. Dalmışım. Buyrun." Hepsi içeri geçtiğinde ben de geçtim. Aras, Rüzgar'ın kucağında Rüzgâr'a bir şeyler soruyordu.
" Aras. Dayıcım." Aras, Caner'i hep dayısı olarak gördü. Kızları da teyzesi olarak. Aras hemen Rüzgar'ın kucağından atlayıp Caner'e koştu.
" DAYIIII"
" Aslanım." Daha sonra Alper'i görünce Alper'e beni kucağına al işareti yapıp kollarını açtı. Alper de kucağıma alınca bu sefer ona sarıldı.
" Bak ya. Beni sattı. Dayısına gitti. Ama onu da sattı."
" Aynen ha. Şimdi de sıra kızlarda." Aynen de Caner'in dediği gibi oldu. Kızları da teker teker dolaşınca sıra pastaya geldi. Aras ellerini çırpıp pasta diye söyleniyordu.
" Pasta. Pasta. Pasta. Pasta."
"Tamam oğlum. Ceren teyzen ile Elif teyzen getiriyor." Dememle beraber o meşhur şarkı duyulmaya başladı.
" İyi ki doğdun Aras. İyi ki doğdun Aras. İyi ki doğdun iyi ki doğdun Aras." Herkes söylerken mutfak kapısından Ceren ve Elif belirdi. Aras hızla ellerini çırptı. İyi ki Kerem'in kucağındaydı. Yoksa ortalıkta koşar kendine zarar verirdi.
Ceren pastayı masaya koyduğunda Kerem de Aras'ı kucağından indirdi. Aras hızla pastanın yanına gitti. Biz de yanına gidince konuşmaya başladı.
" Anne, baba beyabey üfleyelim mi?"
" Ama oğlum bu senin pastan."
" Ama lüftenn." Oğlumun yalvarmalarına daha fazla dayanamayıp kabul ettik. Üfledikten sonra pastayı kestik. Sıra hediye kısmına gelince ilk once Ruzgar verdi. Aras'ın çok istediği araba setini almıştı.
" Al amcam. Eğer başka istediğin varsa söyleyebilirsin." Aras hediyesini aldıktan sonra Rüzgâr'a minik elleriyle sarılıp yanağını öptü.
" Teşekküy edeyim amca." Daha sonra Batu vermişti. Batu ise Aras'ın yine çok istediği ama bizim haberimiz olamayan tahta tren setini almış. Kesin birlikte dışarı çıktıklarında olmuştur. Kerem'in kulağına eğilip konuşmaya başladım.
" Neden Aras'ın istediği şeylerden bizim haberimiz yok."
" Bilmem. Belki de birlikte dışarı çıktıklarında istemiştir." Tekrar Aras'a döndüğümde Caner'e sarılıyordu. Ceren özel bileklik yaptırmış, Elif özel ahşap isim oymalı saat yaptırmış. Alper'e gelince o çok garip bir şey almış. Eli ensesinde yanımıza geldi.
" Su size sormadan aldım ama istersen başka şeyler alabilirim."
" Neyi bize sormadan aldın Alper?" Benden önce Kerem sormuştu.
" Köpeği." Aras ne aldığını duyduğunda hemen boynuna atladı.
" Çok teşekküy edeyim dayı. Annem ve babam bana almıyordu. Çok teşekküy edeyim."
" Yani bu kabul anlamına mı geliyor?" Alper'in sorusuna başımla onay verince Aras'ı da alıp bahçeye çıktılar. Alper, Aras'a çok düşkündü. Belki de onu bizim bulduğumuz içindir.
Akşam olunca herkes evlerine dağıldı. Kerem ve ben hediyelerimizi daha vermemiştik. Kerem, ben ve Aras odaya çıkınca Aras merakla bize döndü.
" Anne ben bir şey yapmadım."
" Oğlum. Zaten seni buraya bir şey yaptığın için çağırmadım hediyeni vermek için çağırdım. Hem ayrıca ben bir şey yaptığın zaman seni neden uyarıyorum."
" Kendime zayay vermeme konusunda."
" Aferin. Neyse. Kerem istersen önce sen ver."
" Oğlum bizimle bir odaya kadar gelir misin?"
" Tamam babacım." Aras için yaptığımız oyun odasına gidince Aras çok şaşırmıştı. Çünkü ona her çeşit oyuncak almıştık. Silver robot, tren setleri, araba garajları, bir köşede basket potası, bir köşede çeşit çeşit antika oyuncak arabalar, duvarın küçük bir köşesinde gemiler ve daha niceleri.
Tabi bunları alırken diğer çocukları unutmamıştık. Fazla fazla almış çocuk yetiştirme yurtlarına bağış yapmıştık. Hatta bir yetimhane kapanacağı ve çocuklar sokakta kalacaktı. Biz de Kerem ile beraber onlara yeni bir yuva yapmaya karar verdik. Her şey çocuklara uygun. Aras hemen ikimizin de boynuna atladı.
" Anne baba teşekküy ederim. Artık oyuncaklarına burada oynayacağım."
" Tamam hadi bir de odana bakalım." Benim sürprizim de oradaydı. Ben ise yatağını, perdesini ve halısını arabalı yapmış, duvarları ise onun yaptığı bir resim şeklinde boyattım. Çizdiği bir resimde keşke daha büyük olsaydı demişti. Ben de daha büyük yaptım. Yine boynuma atlayıp sarıldı ve öptü.
" Annecim. Unutmamışsın. Çok teşekküy ederim. Çok güzel olmuş. İkinize de teşekküy edeyim."
" Ama geceleri karanlıkta daha güzel. Çünkü karanlıkta çizgiler parlıyor. Bu yüzden de artık geceleri korkmazsın."
" Çok ince düşünmüşsün sevgilim. Oğlumuzu mutlu ettiğin için teşekkür ederim."
" Asıl ben size teşekkür ederim. Hayatı bana katlanır hale getirdiğiniz için, bana yaşama sebebi verdiğiniz için."
" Neyse. Hadiyin tatile dağ evine gidelim." Aras'ın bu habere sevinmesi lazımdı ama neden anı tepki vermedi. Ah tabi ya! Kucağımda olduğu için uyumuştur.
" Sevgilim sen Aras ile beraber arabaya geçin. Ben de valizleri alıp Rüzgâr'a yapacaklarını söyleyip geleyim."
Dışarı çıkmadan önce Aras'a mavi montunu giydirip çıktım. Arabaya geçip Aras'ı koltuğuna oturttum. Ben de öne oturdum. Kerem de geldikten yola çıktık.
Dağ evine geldiğimizde neredeyse sabah olmuştu. Aras'ı diğer odaya yatırıp Kerem ile kalacağım odaya döndüm. Kerem'de valizleri salona getirmiş sonra da yanıma gelmiştik.
Her ne kadar uyumak istesem de aklımdaki düşünce buna izin vermiyordu. Gözlerimi kapatıp derin derin nefesler almaya başladım. Halimi anlayan Kerem tedirgin sesiyle konuştu.
" Sevgilim? İyi misin?"
" Kerem sana bir şey söylemem gerek."
" Dinliyorum sevgilim."
" B-ben ben şey."
" Ney??"
" Senin Olmak istiyorum." Söyledikten sonra derin bir nefes aldım. Kerem'in tepkisini çok merak ediyordum.
" Emin misin?" Böyle bir tepki asla beklemiyordum. Başımla onay verdiğimde tedirgin gözlerle bana baktı. Ah yeter ama. Hemen yaklaşıp dudaklarına yapıştım.
Öpüşüme karşılık verdi. Ben onun üstü dudağını emerken o benim alt dudağımı emiyordu. Ben daha ne olduğunu anlamadan Kerem üstümdeki kıyafetimi çıkardı. Sırtım yatakla buluşunca Kerem tekrar benden ayrıldı.
" Su son kez soruyorum. Emin misin?"
" Evet eminim. Hiç bir şey istemedigim kadar çok istiyorum." Sonrası zaten malum anlatmaya terbiyem yetmez.
Arkadaşlar yazacak konu bulamıyorum. Tıkandım. Bir süre yazmam belki. Bilmiyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/192746308-288-k78439.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşkım
PertualanganKulağıma fısıldamak için yaklaştığında kokusunu içine çektim. Odunsu ve sigara kokan bir kokusu vardı. Tamam ama ben neden bunları düşünüyordum. Yok yok hayır ya ben bu adama aşık falan olamazdım. Çünkü biz ayrı dünyaların insanlarıyız o bir mafya i...