Kabus

893 24 1
                                    

Rüzgâr'dan

Gece dışarıdan gelen kırılma sesleriyle uyandım. Su'ya bir şey oldu düşüncesiyle hemen dışarı çıktım. Çıktığımda Su yerde baydın yatıyordu. Hemen yanına koşup oturdum. Kafasını kaldırıp dizime koydum.

" Su. Su hadi uyan" Ama uyanmadı. Bir kaç kere seslendikten sonra yine uyanmayınca ben de kucağıma alarak arabaya koştum. Hemen arabanın arka kısmına yatırdım. Ben de on koltuğa geçip arabayı çalıştırdım.

Arabayı hızlı bir şekile kullanarak en yakın hastaneye getirdim. Hastanenin önüne gelince arabayı durdurup Su'yu kucağıma alarak hastaneye koştum.

Doktorlar yanımıza sedyeyle gelince Su'yu sedyeye yatırdım. Doktor o sırada sorular soruyordu.

" Hanım efendiye ne oldu?"

" Bilmiyorum. Ben uyuyordum. Sonra bir ara kırılma sesleri geldi. Çıkıp bakınca yerde yatıyordu." Doktor elini Su'nun anlına koyup tekrar soru sordu.

" Hanımefendinin çok ateşi var ne oldu?" Su'yu bir odaya aldıklarında ben de doktorun sorularını yanıtlıyordum.

" Bu gün yağmurun altında bir kaç saat kaldı." Doktor telaşla yanında talimat bekleyen hemşirelere bir şeyler söyledi.

" Bey efendi eşiniz havale geçiriyor olabilir. Tam zamanında getirmişsiniz."

Doktor içeriye gireli neredeyse bir saat oluyordu ama hala bir şey demiyordu. Ah sonunda doktor çıktı.

" Hanım efendi havale geçirmiş ama siz tam zamanında getirmişsiniz. Ama bundan sonra daha dikkatli olun. Ne siz ne de hanım efendi yağmurun altında saatlerce kalmayın." Doktor bir kac şey daha söyledikten sonra Su'yun beni çağırdığını söyleyip gitti.

Vakit kaybetmeden içeri girince Su'yun tavana bis gözlerle baktığını gördüm. Hemen yanına gidip elini tuttum.

" Su nasılsın?"

" Doğruyu mu söyleyeyim yoksa duymak istediğini mi?"

" Sen doğruyu söyle Su" Tamam anlamında başını salladı ve konuşmaya başladı 

" Kendimi bok gibi hissediyorum. Sanki değeri olmayan bir eşyaymışım gibi. Biri tarafından ilk önce değerli kılınmış sonra hevesi geçince kenarı atılmış gibi. Rüzgâr biliyor musun ben ona ilk gün demiştim. Hevesini alınca beni bırakırsın diye ama o beni dinlemedi." Dolan gözleriyle daha fazla devam edemedi. Benim dinlerken canım yanmıştı ama o yaşamıştı. Hemen ona sıkıca sarıldım.

O da bu anı bekliyormuş gibi ağlamaya başladı. Ağlaması devam ederken ben ona destek vermek istercesine daha da sıkı sarıldım. Lan Kerem korumak için kızı ne hale getirdin. Su benden ayrılınca doktor taburcu olabileceğimizi söyledi.

Su'da vakit kaybetmeden çıkış işlemlerini halledip çıktı. Su arabadayken konuşmaya çalışıyordu ama susuyordu.

" Ne söylemek istiyorsan söyleyebilirsin?"

" Sen istersen git. Hem seni de uykusuz bırakmış oldum. Eve git dinlen işlerin vardır işlerinle ilgilen" Demesiyle kaslarım çatıldı. Ne yani onu bu halde bırakacağımı mı zannediyordu.

" Su seni bu halde hiç bir yere bırakmam. Ha eğer beni evde istemezsen ben arabada yine kalırım ama yine de seni yanlız bırakmam."

" Rüzgâr saçmalama ne istememesi? Ben öyle demedim. Sadece islerin felan vardır dedim."

" Hayır yok benim isim felan. Benim isim kardeşim. E kardeşim de sen olduğuna gire isim sensin"

1 hafta Sonra

İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin