Kızlarla kentinde oturmuş, ders vaktinin gelmesini beklerken aklımda yalnızca Görkem vardı. Beni eve bırakıp, odama çıkmama yardım etmişti ve hiç konuşmadan gitmişti. Onun o soğuk tavırları bir an olsun aklımdan çıkmıyordu. ‘Ona karşı bu hislere sahipken neden ona güzel bir şey söylememiştim? Yaptığım korkaklık mıydı? Peki beni korkutan neydi? Hislerim mi? Bu zamana dek tek korkum karanlık olmuştu. Peki bundan sonra hissettiklerimden de mi korkacaktım? Ne yapmam gerekiyor?’ ve yanıtlayamayacağım binlerce soru..
Ortada dönen sohbetten sıkılıp, başımı sağıma çevirince Görkem ile aramızda yalnızca iki masa olduğunu gördüm. Bana bu kadar yakın olmasına rağmen yanıma gelmemişti. Ben Görkem'e bakarken, kısa bir an gözleri gözlerime değdi ve sanki ateşe dokunmuş gibi hızlıca gözlerini üzerimden ayırdı. Karşısındaki Kemal ile konuşuyor, bana bakmayı şiddetle reddediyordu.
Tuğba'nın omzumdan dürtmesiyle ona döndüm. “Almira biraz dışarı çıkalım mı?” dedi, durgunca. Başımı sallayarak onu onaylayınca, beraber dışarı çıktık. Tuğba pat diye “Görkem’den hoşlandığını biliyorum.” deyince devam etmesini bekler gibi ona baktım. Oturduğumuz bankta, Tuğba elini dostça omzuma koydu ve “Duygularına gem vuramazsın biliyorum ama Görkem ilişki yaşayabileceğini bir adam değil.” dedi.
Tuğba Görkem'in sorunlarını biliyor olabilir miydi? Kafamda dönüp duran sorumun cevabını öğrenmek istiyordum. “Neden böyle söyledin Tuğba?” diye sorumu yöneltince Tuğba, “Almira, bu söylediğim seni üzecek biliyorum ama senin Görkem gibi biriyle birlikte olmana göz yumamam. Canının ilerde daha çok acımaması için, sana bunu söyleyeceğim.” dediğinde tüm vücudumu merak sararken duyacaklarımdan korkmaya başlamıştım.
Tuğba şefkatli sesiyle “Almira, Görkem alkolik bir adam. Yıllardan beridir bu hep böyleydi. Tek gecelik ilişkileri meşhurdur. Hiç kimseyi sevemez. Seni etkilemek için peşinde dolanacak, hoşuna gidecek şeyler yapacaktır ama seni elde edince diğer oyuncakları gibi bir kenara fırlatacak. Görkem'i uzun zamandır tanıyorum ve onu tanıyan herkes bunları bilir. Eğer söylediklerime inanmazsan, sana bir adres vereceğim. O adresteki gece kulübüne git. Görkem her gece orada olur ve hiç bir zaman oradan tek başına ayrılmaz.” deyince kalbime saplanan acı nefesimi kesiyordu.
Gözlerimi Tuğba'ya çevirince, söylediklerinde samimi olduğunu anlamak güç değildi. Zaten Tuğba'nın böyle bir konuda yalan söyleyebilecek bir insan olduğunu düşünmüyordum. Çok fazla samimi olmasam da iyi bir arkadaştı ve şimdiye kadar bana her konuda yardımcı olmaya çalışmıştı. Tuğba'nın söylediklerini düşünürken, aklıma Görkem'in sabahki tavırları geldi. Okuduğu şiirden sonra güzel bir şey söylemeyince nasıl da uzaklaşmıştı benden. Kantinde de değil yanıma gelmek, bana bakmamıştı bile. Yüksek ihtimalle Tuğba haklıydı ama bunca zaman Görkem'in böyle biri olduğunu nasıl anlamamıştım bilmiyordum. Belki de o kendini hep belli etmişti ama ben ona konduramadığım için hiçbir şeyin farkına varamamıştım. Tuğba'ya bana gerçekleri söylediği için, minnetle gülümseyerek, “Teşekkür ederim Tuğba. Bahsettiğin adresi bana gönderirsen çok sevinirim. Sana inanıyorum ama yine de emin olmak istiyorum” dedim.
Tuğba'da her zamanki samimiyetiyle gülümseyerek, “Rica ederim canım. Beni dinlediğin için teşekkür ederim. Adresi telefonuna mesaj olarak göndereceğim.” dedi.
••••••••
Arabanın camından yolun kayıp gidişini izlerken, kabristana gidiyordum. İlk dersim bitmiş, diğerinin başlamasına ise 3 saat vardı. Uzun zamandır anne ve babamı ziyaret etmiyordum. Onları çok özlemiştim. Gözlerimden yaşlar süzülürken, Görkem hakkında öğrendiklerim aklımdan çıkmıyordu. Araba durunca, aşağı indim ve annemlerin mezarına doğru ilerledim. Anne ve babamın mezarının yanına oturup, utanmama aldırmadan Görkem'i anlatmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÜDA
General FictionAcıyı küçük yaşta öğrenen Almira ve yaşadığı travma sonrası, psikolojik sorunlarla mücadele eden Görkem'in yolları kesişirse... Aşkın, dansa davet ettiği yaralı ruhlar, her şeyi aşarak mutlu olmayı başarabilecek mi? Geçmişin paslı kapıları aralanırk...