CÜDA

50. Bölüm

3 yıl sonra...

Deren heyecanla, “Nasıl görünüyorum kızlar? Saçlarım güzel olmuş mu? Yoksa bozdurup topuz mu yaptırsam?” diye sordu.

Deren'e sıkıca sarılıp, “Melekler gibi oldun. Eminim ki Savaş sana yeniden aşık olacak.” dedim. Sesim biraz titremişti. Deren'i böyle görmek beni duygulandırmıştı.

Simli etek katıyla pırıltılı görünen, omuzlardan sarkan el işlemesi taşlara sahip, ince askıları dahil her tarafını kelebeklerin sardığı gelinik ile muazzam görünüyordu.

Uzun ve dolgun olan turuncu saçları maşa yapılmış, sağ kısmı omuzlarına dökülürken, diğer kısımları arkada bırakmıştı.

Saçlarının üzerindeki pırlanta taç ile tıpkı Savaş'ın yıllar önce söylediği gibi bir peri kızı olmuştu.

Açıkçası Deren'i ışıltılı gözlerle görmek beni fazlasıyla duygulandırmıştı. O ışıltının hiç kaybolmamasını diledim.

Deren'i çok iyi görmek beni fazlasıyla mutlu ediyor ve yeniden hayata dönmüş olması da ne kadar güçlü olduğunu fark etmeme sebep oluyordu.

Geçen 3 yıl içerisinde çevremde çok şey değişmişti. Haktan'ın, Melis'e ilan-ı aşk etmesiyle hepimiz çok şaşırmıştık ama Melis'in de Haktan'a karşı boş olmadığını söylemesiyle daha çok şaşırmıştık.

Melis her zaman duygularını gizlemekte başarılı olmuştu ve Haktan'a olan hislerini de ben dahil hiçbirimiz anlayamamıştık.

Burak abim bu duruma biraz bozulsa da zamanla alışmıştı. Melis'den hoşlandığını her zaman bir şekilde belli etmişti ama Haktan ile ilişkileri başladığından beri hiçbir şekilde Melis'e karşı yanlış bir harekette bulunmamıştı.

Haktan ile Melis'in güzel giden bir ilişkileri vardı.  Cahit amca ve Türkan teyze de Melis'i çok sevmiş, çabucak benimsemişlerdi. Öyle ki Melis'in okulu bittikten sonra ikisini evlendirmeyi bile düşünüyorlardı.

Deren ise 3 ay kadar psikiyatri kliniğinde gözlem altında kaldıktan sonra yeniden hayata dönmeyi başarmıştı.

Savaş'ın Deren'in karşısına çıkıp, uzun uzun konuşmasıyla Deren inadına son verip, Savaş ile görüşmeye başlamıştı.

Savaş her koşulda Deren'e destek olmuş ve geçmişin acı izlerini kapatmasına yardımcı olmuştu.

Deren'in geçen yıl okulu bitirmesiyle dedem Deren'i şirketteki görevinin başına geçirmişti.

Seneye benim de okulum bitince tıpkı Burak abim ve Deren gibi ben de şirketin başına geçecektim ve şirketi üçümüz yönetecektik.

4 ay önce Savaş'ın, Deren'e evlilik teklifi etmesiyle Savaş'ın ailesi dedemlerle tanışmak için evimize gelmişlerdi.

Herkes olumlu bakınca da nişan için gün almıştık ve 6 ay önce nişan yapmıştık. Şimdi ise hepimizin heyecanla bekkediği gün, düğün günü sonunda gelmişti.

Deren aylarca ne giyeceğini, saçını nasıl yaptıracağını düşünüp durmuştu. Deren'in heyecanı hepimizi sarmış evde sürekli sevinç havası vardı. Halam da Deren'in mutluluğunu gördükçe çok daha mutlu oluyordu.

Deren’de Savaş'ta birbirini yıllarca içten içe sevmişlerdi ve çok acı çekmişlerdi ama sonunda kavuşmak nasip olmuştu.

Mutluluğu sonuna kadar hak ettiklerini düşünüyordum ve onların mutluluğu beni de mutlu etmeye yetiyordu.

Bahar gelmişti, etraf rengarenk çiçeklerle süslenmişti, ağaçlar meyve vermişti. Sonra yine güz gelmiş ve gölge veren ağaçların dalları kurulmuştu.