*
*Kaan ile Tekin Abi'nin çıkışa yakın bir masada karşılıklı oturduklarını görmemle, bileğimde ki eli ittirmek için hamlede bulunamayacak kadar şok oldum.
Hatta öyle ki, yanımda Yağmur gibi gereksiz biri olsa ve 'market misin sen, nasıl şok oldun?' diyerek kendi kadar gereksiz bir espri yapsa, market olmaya bile ses çıkaramazdım.
Ortada dikilmiş iki insan olarak, dikkatleri üzerimize çekmemiz elbet ki uzun sürmedi ve Kaan'ın gözleri önce beni buldu, ardından Giray'ı, son olarakta Giray'ın tuttuğu bileğimi.
Yavaş ve tehditkâr bir şekilde ayağa kalkarken, Tekin Abi de bize sırtı dönük oturduğu yerden kalkmıştı.
"Hayırdır gençler?" Dedi Kaan, ıssız bir ormanda bizi baş başa yakalamış bekçinin tınısı vardı sesinde.
Giray'ın korkuyla harmanlanmış sesi doldurdu kulaklarımı, "Sohbet etmeye geldik, abi."
Kaan'ın gözleri yavaşça bileğimi tutan eline kayarken, Giray elini sanki elektrik çarpmış gibi hızlıca çekti.
"Sohbet böyle mi ediliyor, güzel kardeşim?"
Sesinde ki tehlikeli ton, dudaklarında ki alaylı gülümseme bariz bir şekilde ben buradayım diye bağırıyordu ve tedirgin olmuştum ister istemez.
Kaan'ın gözleri bana değmiyordu ve sanki burada değilmişim gibi davranıyordu.
"Abi yanlış bir şey yapsak mahallenin kafesinde oturmazdık, ayıp ediyorsun."
Söylediği cümlenin abesliğiyle kaşlarımı çatarak ona döndüm. Yanlış bir şey yapsak?
"Yanlış bir şey yapsak?"
İçimden geçenlere tercüme olduğun için teşekkürler Kaancığım.
O seni abin olarak kıskanıyor Hazal. Kendisini abin olarak görüyor. Başka anlam çıkartma. Kalp ritmini düzene sok. Derin nefes al ver. Kardeşisin sen onun. Sakin ol.
"Yok abi yanlış anladın. Ben öyle şey yapar mıyım hiç, öyle bir insan mıyım?"
"Hazal, gel abicim biz gidelim yavaş yavaş," dedi Tekin Abi sakin bir ses tonuyla.
"Ha sen öyle bir insan değilsin ama Hazal öyle bir insan? Oğlum bak.."
Giray hızlıca sözünü kesti Kaan'ın. Öyle ya da böyle haksız çıkacağını kavramış olsa gerekti.
"Abi sen beni neden hep yanlış anlıyorsun ya? Yapmam ben yapmam. Hazal da yapmaz. Sen dedin diye bu kafeye getirdim."
Tekin Abi'nin ilerlettiği bedenim kısa bir an duraksa da bozuntuya vermeden devam ettim.
Kaan mı bu kafeye gelmemizi istemişti?
"Öyle bir şey yapacak olsam niye buraya getireyim salak mıyım? Hayır yani yapacağımdan değil, bunu da yanlış anlama."
"Neyse tamam," diyerek hızlıca konuyu kapadığını işittim Kaan'ın.
Gerçekten kafayı yememe ramak kalmıştı!
"Hazal, görüşürüz!" Diyerek seslenen Giray'a doğru döndüm ve gülümsemeye çalıştım. "Görüşürüz."
Bir daha tuzlu kahve muhabbeti açma başka bir şey istemem!
Kaan, hesabı ödemek için içeri girerken Giray da peşinden girdi.
"Mesele ne?" Dedi Tekin Abi usulca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Düşler Mahallesi
Teen FictionBir insana ne zaman aşık olursunuz? Çocukken, o gol atmak istediği için onun yerine kaleye geçtiğinizde mi? Yoksa, saatlerce beklediği salıncak sırasını size verdiğinde mi? Hazal, bu sorunun cevabını biliyordu. Fakat cevabı bilmesi gereken kişi, o d...