10. Bölüm

66.3K 3.5K 498
                                    



*
*

Ben sorumun cevabını merakla beklerken, "Havada gerginlik kokusu alıyorum," diyerek aramıza girdi Tekin Abi gülerek.

Derin bir nefes alarak toparlandım ve gülümsemeye çalıştım, "Yok daha neler."

Kaan'ın da kısa bir an, çok kısacık bir an derin bir soluk verdiğini hissetmiştim. Tekin Abi'ye kısa bir bakış atıp tekrar önüne döndü. "Hayırdır, nereye?"

Tekin Abi'nin gözleri kısa bir an bana değdi, ve sahile onun yanına gittiğimi söylemediğimi anladı.

"Sahile," dedi gayet rahat bir tavırla, bozuntuya vermeden.

"Herkeste sahilde bugün. Ne var bu sahilde?" Dedi huysuzca Kaan da.

Fakat artık söylediği şeylerden ziyade, bizzat kendisi ilgimi çekiyordu. Çünkü öyle ki, şu an gülümsemesi bile içimde ki 'Allah belanı versin' içerikli konuşmayı susturamıyordu.

Öfke doluydum.

"Sen gidebilirsin," Dedi Tekin Abi, Kaan'a gayet normal bir havada.

Fakat Kaan'ın kaşları çatıldı, "Neden?"

Tekin Abi'nin de kaşları havalandı, "Ne demek neden oğlum? Ben sahile gidiyorum, Hazal sahile gidiyor. Ben bırakırım Hazal'ı."

Kaan, gözlerini bana çevirdi.

Yeşil gözlerinde, ufacık bir pişmanlık ışıltısı gördüğümü hissettim. Çok ufacık.

Fakat ben artık sebeplerle değil, sonuçlarla ilgileniyordum.

Kaan, Giray'ın bana olan takıntısını bilmesine rağmen beni uyarmamış, hatta abimin yanında destek çıkmıştı.

Bu kadar değersiz miydim onun gözünde?

Bana küçükken hep kız kardeşim gibisin derdi. Yağmur'a da böyle bir şey yapar mıydı? Yapmazdı.

Bakışlarımda ki soğukluk git gide artarken, o da bunu anlamış gibi gözlerini çevirdi. "İyi, gidin siz."

Onlar Tekin Abi'yle tokalaşıp ayrılırken, ben onlara sırtımı döndüm ve telefonuma bakınmaya başladım.

Amacım benimle de sarılıp, 'Görüşürüz' demesini engellemekti.

Ve engelledim de.

Kaan arkasını dönüp uzaklaşırken, Tekin Abi gözlerini kısıp elini omzuma attı.

"Kim üzdü bakalım bizim prensesi?"

Tekin Abi, gerçekten iyi ki vardı. Kendi kız kardeşi olmadığı için bizi hep kız kardeşinin yerine koymuş, tıpkı kendi kız kardeşi gibi sevip, kollamıştı.

"Ben anlamıyorum insanları, gerçekten." Dedim en sonunda birine derdimi anlatacak olmanın verdiği rahatlamışlıkla.

"Gel geçelim şuraya," dedi banklardan birini göstererek.

Bankın yanına ulaştığımızda, bağdaş kurarak oturdum.

"Neden anlamıyorsun?" Diye sordu.

O an kendimi bir terapide gibi hissettim, psikoloji bitirmiş biriyle dertleşirsem olacağı buydu.

"Ben artık kesin şeyler istiyorum. Biri beni sevmiyorsa, sevmesin. Ama seviyormuş gibi de yapmasın. Aklımda soru işaretleri bırakmasın. Ben çok yoruluyorum."

Pembe Düşler Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin