sadeceiyilikler ile harika bir röportaj yaptık! Profiline girerek okuyabilir, beni biraz daha iyi tanıyabilirsiniz. Röportaj içerisinde kitabın ileriki bölümleriyle ilgili ufak bir tüyo da var şşşş.Özel bölüm diye yorum yapmayı ihmal etmeyin sakıınnn.
Yoksa ne yaparım?
Siz iyi biliyorsunuz ;)))
*
25.06.2017 | Ramazan Bayramı | İstanbul
Annemin sesi her geçen saniye daha da yükselirken elimle yatağımın etrafını yokladım ve yatarken sarıldığım ikinci yastığımı da alarak kafama bastırdım.
Tam da tahmin ettiğim gibi çok geçmeden odamın kapısı gürültülü bir şekilde açıldı ve içimden böyle bir güne küfretmemek için zor tuttum kendimi.
Her yıl aynı teraneyi yaşıyorduk sonuçta. Sabahın köründe kalkmamın kimseye herhangi bir katkısı yoktu!
"Hazal saat kaç oldu, hadi!" Diye söylene söylene yastığımı çekeleyen annemle amansız bir mücadeleye girerek yastığı geri çekmeye başladım.
"Ne saat kaç oldu, ne?! Karga bokunu yemedi daha!"
"Bayram bugün bayram! Kalk çabuk!"
"Sensin bayram!"
Aramızda ufak bir sessizlik yaşandığında bunun sebebinin söylediğim cümle olduğunu kavramam uykulu olmama rağmen çokta uzun sürmedi.
"İyi," dedi annem tehditkâr bir sesle. "Babanı çağırıyorum. Ona anlatırsın derdini. Göstersin sana kimmiş bayram.."
Bu da hiç eskimeyen tehdit. Babanı çağırırım da babanı çağırırım. Çağır ulan, çok istiyorsan git, belediye başkanını çağır!
"Bu öküz uyuyor mu ya daha?" Diyen abimin sesini duydum.
Hayır mübarek, önce git bir dolaş gel. Hâlâ konuşurken esniyor, gelmiş bana burada hava yapıyor, enayi.
"Senin gibi ayakta uyumuyorum en azından," dedim homurdanarak. Fakat kısa bir süre sonra sırtımda bir ağırlık hissettiğimde can havliyle bağırmaya başladım.
"Abi dur, abi! Abi böbreğim çıkıyor abi!"
"Çıksııın," dedi lakayit bir tavırla ardından parmağını burnuma soktu. "Allahın pis herifi!" Diye tekrar bağırarak parmağını ittirdim.
İnsan tiksinir be Hakan Dinçer.
Sırtımda oturup parmağını burnuma sokmakla meşgul olan abimden zorlukla da olsa kurtulduğumda az önce uyanmamak için direten ben değilmişçesine cin gibiydim.
Elimi yüzümü yıkayıp iyice kendime geldiğimde abim ve babam bayram namazı için evden çıkmıştı.
Küçükken bayramın ilk sabahını genelde babaannemlerde geçirirdik fakat babaannem ve dedem vefat ettikten sonra, annem ile babam da artık yavaş yavaş yaş aldıkları için evimizde geçirir olmuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Düşler Mahallesi
Dla nastolatkówBir insana ne zaman aşık olursunuz? Çocukken, o gol atmak istediği için onun yerine kaleye geçtiğinizde mi? Yoksa, saatlerce beklediği salıncak sırasını size verdiğinde mi? Hazal, bu sorunun cevabını biliyordu. Fakat cevabı bilmesi gereken kişi, o d...