20. Bölüm

56.2K 3K 315
                                    


*UNUTULMUŞ DUYURU*

Bebeklerim, profilimde konuşmalar kısmına gelin sohbet edelim ayol. Kitap hakkında merak ettikleriniz, sorularınız için oraya bakın mutlaka ve bir şeyler yazmaktan çekinmeyin lütfen.

Oy ve yorumu unutmayalıııımm. Bu bölümün devamı da vardı fakat yetiştiremedim, ikiye böldüm. Kalan kısmı bu hafta içi bitirir, yayınlarım.

Ne kadar çok yorum, o kadar hızlı bölüm.

Yorumlarınız insana yazma hevesi veriyor gerçekten, sıfır şaka.

O yüzden napıyoruz satır arası yorumlarımızı eksik etmiyoruuuuuz <3

*
*

"Bu iyi bir fikir mi?" Diye sordu Yağmur endişeyle, etrafın boğucu havasını inceleyerek.

"Tabii ki! Onlar burada kızlarla gecelere akacak ve siz de evde oturup onların yolunu mu gözleyeceksiniz?"

Gaye sanki buraya defalarca gelmiş gibi kendinden emin adımlarla ilerlerken derin bir nefes aldım.

Umarım boka batmazdık.

İnsanların delicesine dans eden bedenlerinin arasından sıyrılmaya çalışarak Gaye'yi takip ediyordum fakat burnuma dolan ter kokusu 'nolur biraz temiz oksijen!' diye bağıra bağıra dışarı çıkma isteğimi tetiklemiyor değildi.

"Güzel mekân seçmişler ha," diye bağırdı Gaye ilerlemeye devam ederken. "Millet birbirini ayakta götürüyor, ayakta!"

Etrafı inceleyip dediklerini onaylamak için uygun bir yerde değildim zira dolaştığım yerler pek de güvenilir sayılmazdı.

Sonunda ta en köşede ışıkların biraz daha arkasında kalan bar sandalyeleriyle çevrili küçük bir masa bulduğumuzda derin bir soluk verdim.

"Neredeler? Göremiyorum," diye mırıldandı Yağmur gözlerini kısıp etrafı tararken.

Gaye yüksek sesle bir kahkaha attı, "Umarım buradadırlar."

Siparişimizi almak için yanımıza gelen garsona içeceklerimizi söyledikten sonra Yağmur genç çocuğu kolundan tutarak durdurdu.

Telefonunun ekranını çocuğa gösterdikten sonra, "Bu çocuğu gördün mü hiç?" Diye sordu olabildiğince bağırarak.

Garson kafasını salladıktan sonra dans eden insan kalabalığının ilerisinde kalan locayı gösterdi işaret parmağıyla.

Yağmur 'eyvallah koçum' dercesine çocuğun koluna iki kez vurduktan sonra, gösterdiği locaya çevirdi bakışlarını. Aynı şekilde ben ve Gaye de.

İşte oradaydı kalbimin sahibi, gönlümün efendisi, kurban olduğum.

Ben gözlerimi ondan ayırmaksızın bakmaya devam ederken, masadaki hareketlilik çekti dikkatimi.

Kız gelmişti?

Üstündeki kıyafetin kumaşlarının toplamından benim bir tişörtüm etmeyecek kız.

O sırada masada yalnız olmadıklarını farkettim.

Kaancığım, Abim, Tekin, Fiko, Kaan'ın üniversiteden arkadaşı Ozan ve ismini bilmediğim birisi daha.

Masaya gelen kız ismini bilmediğim çocuğun yanına kıvrılıp, kafasını boyun girintisine iliştirdiğinde içim bir sızlamadı değil.

Elalem sevgilisiyle rahat rahat sarılıyordu ben Kaan'ı uzaktan dikizliyordum. Dünya olmayan adaletini bir kez daha çarpmıştı yüzüme.

Pembe Düşler Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin