Bir, iki, üç.Acaba karşılıksız sandığım duygularım ne zamandan beri karşılıklı?
Dört, beş, altı.
Abimi hiç düşünmüyor mu?
Yedi, sekiz, dokuz.
Pişman mı?
On, on bir, on iki.
Giray'ın kız istemeye gelmemesinde onun parmağı var mı?
"Kızım sen delirdin mi? Mekik çekiyor, manyağa bak.."
Kapının girişine yaslanmış alayla sırıtan abime baktım ve derin bir nefes vererek doğruldum.
"Ne var?"
Yüzünde ki alaylı ifade bir anda gitti ve ciddileşti.
"Sen bana küs falan mısın? Ne bu tavırlar?"
"Değilim küs falan. Uykumu alamadım sadece," diyerek cevapladım sorusunu sakin bir ses tonuyla.
Fakat hiç de sakin değildim. Bir kere kendimi çoktan yakalanmış gibi hissediyordum. Yakalanmamamıza rağmen.
Ayrıca biraz da suçlu.
Hislerimin karşılıksız olduğunu düşündüğüm zaman çok daha huzurlu ve vicdanı rahat bir aşıktım.
DÜN BU SAATLERDE KAAN İLE ÖPÜŞMÜŞTÜM!
SENELERDİR AŞIK OLDUĞUM ADAMLA.
ABİMİN EN YAKIN ARKADAŞI OLAN ADAMLA.
Ama neyse ki abimin de sicili pek temiz değildi. Sonuçta o da Yağmur'u öpmüştü ve Kaan'ın yüzüne rahatlıkla bakıyordu.
O da az değildi..
"Öyle olsun bakalım," dedi. İnanmış gibiydi. Ya da çok üstünde durmak istemiyordu.
"Ben akşam geç geleceğim," dedi ve ardından dudaklarına şirin bir gülümseme yerleştirdi. "Ve sen bizimkileri bana karşı doldurmayacaksın. Anlaştık mı?"
"Nereye?" Diye sordum hızla.
Abim ile Kaan yapışık ikizler gibiydi. Kaancığım için bu dostluğun bitmesi en iyisi olacaktı. Hakan Dinçer hiç güven vermiyordu bana!
"Sanane?"
"Eh iyi. Koca gün hem yan gelip yatıyorsun, pes oynuyorsun, eve sabaha doğru geliyorsun, kim bilir nerelerde kimlerle sürt-"
"Bara gideceğiz, oldu mu?"
Çok da umrumda değilmiş gibi sorularıma devam ettim, "Kim kim?"
"Kim kim olabilir Hazal? Bir düşün abicim. Bizimkiler dışında kimle bara gidip sabaha kadar eğleneceğim?"
Çok doğalmış gibi, "Hııı, tamam bakalım," dediğimde dudaklarıma sahte bir kıvrılma iliştirilmişti.
Abim bir süre gözlerini kısıp anlamsızca baktı fakat üstün yeteneklerinin olayı çözemeyeceğinin farkına varınca başını umutsuz vakaymışım gibi sallayarak odadan çıktı.
O odamdan çıktığı anda karnımda bir sürü baklava görmek ümidiyle yaptığım spordan geriye kalan tek şey olan alnımda ki terleri yanıma bıraktığım havluyla sildim ve ayaklandım.
Ya sen beni öptün, öptün! Bir de gidip bara eğlenecekmiş. Bak bak. Ben de Hazal Dinçer isem bu oyunu bozarım!
Pardon? Sen kimsin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Düşler Mahallesi
Ficção AdolescenteBir insana ne zaman aşık olursunuz? Çocukken, o gol atmak istediği için onun yerine kaleye geçtiğinizde mi? Yoksa, saatlerce beklediği salıncak sırasını size verdiğinde mi? Hazal, bu sorunun cevabını biliyordu. Fakat cevabı bilmesi gereken kişi, o d...