birinci bölüm

22.8K 1.2K 685
                                    

hastaneden dönmüştük ve bu süre zarfında kimse tek kelime etmemişti

"kararınıza her zaman saygı duyuyoruz çocuklar" zorlu konuşmanın ardından geçen saatler sonra ilk konuşan kişi bay jeon olmuştu. bir şey demeden, ellerimle oynamaya döndüm, bir gün bu konuşmayı yapacağımız aklımın ucundan bile geçmemişti

"halledebilirdiniz" halledebilirdik

"kararımızı verdik biz" hayır jungkook sen kararını verdin

"taehyung" ismimi duyduğumda kaldırdım kafamı

"hm" dedim sesin kimden geldiğini anlamadan

"yeni bir ev tutmuşsun" diyen anneme baktım. eh, jungkook bir önce bitsin bu iş deyince yapacak başka bir şeyim kalmadı

"evet, tuttum" dedim sahteliğini sadece jungkook ve benim anlayabileceğim bir gülücükle

"gençler kararını vermiş" dedi, babam. belki bu işe en soğukkanlı yaklaşan kişi oydu

"dava 2 hafta sonra" diyen jungkook ile buz tutmuş ellerimi birbirine sürttüm. kansızlığımdan dolayı fazla üşüyordum.

"siz bize söylemeden her şeyi halletmişsiniz zaten" dedi bayan jeon sinirli çıkan sesiyle. boşanmamızı kesinlikle istemiyordu.

"kimse yıpranmasın istedik" hayır jungkook ben hariç kimse yıpranmasın istedin.

--

jungkook ile aynı anda jeon ailesinin evinden çıkarken kendi arabalarımıza ilerledik. kendi evlerimize süreceğimiz kendi arabalarımıza.

"kendinize iyi bakın" dedi kapıdan bize bakan dörtlü, annem ve babam orada biraz daha duracaklarını söylemişti.

"siz de" diyerek el salladım, içimden gelmese de. jungkook'un ne yaptığına bakmamıştım bile, beyaz arabama binip gün boyu içimde tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. ondan ayrılmak istemiyordum, onu seviyordum ve sevmeye de devam edecektim.

1 hafta önce

"tanrım taehyung senden çok sıkıldım" bir şey demeden yüzüne bakmaya devam ettim, jungkook her zaman arkadaşları tarafından doldurulur ve eve gelip benimle tartışırdı, benden sıkıldığını söylemesi saçmaydı, onunla tanıştığımdan beri hiç değişmemiştim, hep aynı taehyung'tum. hep çok sevdiği taehyung'tum.

"jungkook, sakinleş ve öyle konuşalım" dedim kalktığım koltuğa geri oturarak

"benimle hiçbir yere gelmiyorsun, hep iştesin, akşam eve geldiğimizde de yorgun oluyorsun" dedi kravatını boynundan çıkarırken

"jungkook, sen de tüm gün iştesin, nöbetin varken geceleri de iştesin. işin yokken de ya arkadaşlarınla dışarı çıkıyor ya da annenlerle yemeğe gidiyoruz" sonunda dayanamayıp sesimi yükselttiğimde, gözlerini devirdi

"neden hep bir yerlere gidiyorum biliyor musun?" o da sesini yükseltip üzerime yürüdüğünde gözlerinin içine baktım, farklı bakıyordu, bana aşık olan jungkook'tan çok farklı.

"çünkü pişman oldum taehyung" ellerim titremeye başlamışken ağzımı açıp tek kelime edemedim

"henüz çocukken evlendiğimiz için pişman oldum"

"seninle yaşadığım her şeyden pişman oldum"

after you | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin