Film bittiğinde saat gece yarısını buluyordu ve otoparka doğru ilerliyorduk
''Neyle döneceksiniz?'' dedim neredeyse 3 saat önce tanıştığım üçlüye bakarak, bir şirkette tasarımcı olarak çalıştığını öğrendiğim Sooyoung gülümsedi
''Seokwoo'nun arabasıyla, sizi de bırakmamızı ister misiniz?'' koluma girmiş ve uykusu olduğuna dair mızmızlanmalar sunan en yakın arkadaşıma baktım yüzümü buruşturup
''Ah, teşekkür ederiz. Benim arabam da ileride'' deyip beyaz arabamı gösterdim
''Bu kadar zengin misin ya?'' dedi Minhyun arabayı inceleyerek, o an tüm uykusu açılan Yugyeom'un gözleri parladı
''Bunun bir kocası var üf, kuzenim diye demiyorum. Hem zengin, hem çok yakışıklı'' omzuna vurdum hafifçe, gerizekalı mıydı bu çocuk?
''Sizi daha iyi tanımak istiyorum'' dedi Sooyoung heyecanlı, açıkçası ben de onları tanımak istiyordum.
''Yarın hafta sonu, bir şeyler yapabiliriz isterseniz'' dedi Minhyun hevesli sesiyle, açıkçası yarın yapılacak çok daha önemli işlerim olsa da onlarla kahvaltı edebilirdim
''Kahvaltıya ne dersiniz, bildiğim iyi bir var'' Seokwoo aklımdakileri okumuş gibi konuşmuştu. Herkes onayladığında, arabalara dağılmıştık ve Yugyeom'u evine bırakana kadar yeni arkadaşlarımızdan konuşmuştuk.
Jungkook sabah'ın bir köründe işten gelmiş ve sessizce uzanmıştı yanıma, onu gerçekten özlemiştim. Şimdi ise alarmım çalmaya başlamıştı ve sinirle açmıştım gözlerimi
''Taheyung, kapat şu alarmı'' Jungkook konuştuğunda gözlerimi devirdim
''Kapattım işte patlama'' dedikten sonra alarmı kapatmış ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra, ikimiz için aperatif bir kahvaltı hazırlamıştım. O ise o sırada yeni kalkmış olmasına rağmen oldukça seksi bir biçimde gelmişti mutfağa. Gri eşofman altı ağzımın suyunu akıtacak kadar çok yakışmıştı ona, üstünde ise hiçbir şey yoktu ve kasları tam gözümün önündeydi.
''beğendin sanırım'' dedi ve başını omzuma koydu, gülümsedim hafifçe, buruk bir gülümsemeydi. jungkook böyle mutluyken nasıl söyleyecektim o fotoğrafı Jimin'in gönderdiğini?
''Bugün çok yoğun olacağım baştan söyleyeyim'' kafasını omzumdan kaldırıp bana çevirdi baygın bakışlarını
''Evde çok güzel bir gün geçirebiliriz Tae, film falan izleriz. Niye yoğunsun ya?'' küçük çocuklar gibi mızmızlandığında yüzünü avuçlarımın içine aldım
''arkadaşlarımla kahvaltıya gideceğim, sonra da arkadaşların bize gelecek'' hala uykulu olduğu için anlamadı ve esnedi
''Bize niye geliyorlar ya? Ayrıca kiminle kahvaltıya gideceksin? Minho ile falan mı?'' sonlara doğru bir anda ciddileşti ve ellerimi yanaklarından çekip avuç içlerimden öptü. Her zaman böyle şeylerle mest olduğumu bilirdi.
''Hayır onunla değil, başka arkadaşlarım'' deyip ellerimi çektim ve kahve koydum bardağına
''Ya Taehyung, kim bu arkadaşların? Gitme ya, ben seni kıskanırım. Benimle vakit geçir'' ondan intikam alıyor gibi görünsem de kesinlikle amacım bu değildi. Yeni arkadaşlar edinmiştim ve onlarla güzel bir bağ kurmak istiyordum, tabii ek olarak da Jungkook yaşattıklarını yaşıyordu
''Üzgünüm canım, gitmem gerek'' dedikten sonra odamıza gittim ve giyindim, geç kalmak istemezdim. Mutfağa geri döndüğümde hala olduğu yerde oturuyordu ve önündekilere dokunmamıştı, yanına gittim hızlıca ve elimi yanağına koyup dudağına uzunca bir öpücük bıraktım