Jungkook bana, ben Jungkook'a bakarken beni hafifçe itip evime girmişti. Ben de arkasından ilerleyip salonun tam ortasında durup yüzünü bana dönüşünü izlemiştim. Onu o kadar çok özlemiştim ki.
''Ne yaptığını sanıyorsun?'' dedi sesi oldukça yüksek bir desibeldeyken
''Ah, yine ne yapmışım acaba?'' dedim kollarımı göğsümde birleştirirken. Ona karşı böyle olmazdım. Ben Taehyung'tum, Jungkook'un hep suyuna gider ve ortamı yatıştırırdım. Ancak hala benden bunu beklemesi saçmaydı, iki haftaya boşanıyorduk biz be.
''Seokjin'e bir şey söyleyebilecek cesareti nereden buldun acaba?'' alayla güldüm.
''Sen bana bunu sorabilecek cesareti nereden buldun Jungkook'' dedim sesimi yükseltebildiğim kadar yükselterek.
''İstediğimle istediğim gibi konuşurum, benim hiçbir şeyim değilsin, o boktan arkadaşların da benim hiçbir şeyim değil.'' konuşmaya devam ettiğimde bir adım geriledi ama kendini toparladı
''Arkadaşlarım sana hiçbir şey yapmadı Taehyung, Tanrı aşkına'' dedi sinirle gülerek, ben de güldüm. İçten değildi.
''Kes sesini Jungkook, benim evime bana ahkam kesmeye mi geldin? Kendini daha ne kadar düşüreceksin? Etrafında kimse kalmadığında ne yapacaksın peki? O mükemmel arkadaşların yanından defolup gittiğinde ne bok yiyeceksin gerizekalı'' her sinirlediğimde olduğu gibi yüzüm yanmaya başladı. Jungkook'a böyle şeyler söylemekten nefret ediyordum.
''Beni asla bırakmayacaklarını sen de biliyorsun Taehyung.''
''Asla bizim gibi bir arkadaş grubun olmadı, senin ile ilgili ufacık düşüncelerini bile kötüye yordun Taehyung, arkadaşlık görmediğin için mi bunlar?'' söyledikleriyle beraber boğazıma oturan yumruyla konuşamadım. Lisenin başında en iyi arkadaşlarım tarafından gördüğüm zorbalığı en ince ayrıntısına kadar biliyordu.
''Annen ayrılacağımızı duyduğu günden beri seni kaç kere aradı? Çünkü beni günde 1 kere arıyor en az'' annem ve babamın sorumsuzluğundan da haberin vardı Jungkook. Bütün bu bokları yüzüme vurmak için bu günü mü bekledin?
Dolan gözlerimi durduramazken ağzımı açıp tek kelime edemedim.
''Arkadaşlarıma düzgün davran ve çocukluk etme, sana kötü bir şey yapmadılar''
Jungkook'un o gece söylediği son sözler bunlar olmuştu. Hayatımın aşkı, hayatımdaki tüm kötü anları bir bir önüme sürmüştü o gece.
Sabah ağlamaktan şişmiş gözlerimle uyandım. gözlerime kapatıcı bir makyaj yaptıktan sonra, her günkü gibi giyindim. Mahvolmam bu kadar kısa sürmemeliydi. Telefonum çaldığında, kim olduğunu bilmesem de açmak istemedim. Israrla çalmaya devam ediyordu, kimin aradığına baktığımda ise Bay Jeon olduğunu gördüm. Hani dün beni mahveden Jungkook'un babası olan Bay Jeon. Eski kayınpederim. İstemesem de açtım telefonu
''Merhaba Taehyung'' yutkundum sessizce, ne istiyordu acaba?
''Merhaba Bay Jeon'' dedim sakin sesimle, üstümde garip bir sakinlik vardı bugün.
''Dün Jungkook evine geldi mi? Ona ulaşamıyoruz da. Jimin'e en son sana geleceğini söylemiş, senin evinde falan mı?'' Jungkook, kayıp mıydı?
''Eve gelmedi mi dün gece? Ah dün bana geldi ama en fazla 15 dakika kalmıştır burada'' kalbimin hızı artarken endişelenmeden duramadım. Nerede olabilirdi ki?
''Gelmedi, ancak yakında çıkar bir yerden'' kapatacağı sırada durdurdum onu ve sessizce konuştum
''Ondan bir haber gelirse lütfen bana da bilgi verin Bay Jeon'' o da sessizce onayladı beni ve telefonu kapattık. Neredesin Jeon Jungkook, neredesin?
Evimden çıkmış ve oturduğum mahalleyi ve civar mahalleyi dolaşmıştm. Hiçbir yerde yoktu. Yer yarılıp içine mi girmişti acaba?
İş yerine vardığımda, odama çıkmıştım hızlıca ve beklemeye başlamıştım. Bay Jeon'dan gelecek iyi bir haberi.
Onun yerine annem beni arıyordu, ne istiyorsun be kadın?
''Tanrım Taehyung, Jungkook kayıpmış'' demişti telefonu açtığım an. Ne bekliyordun Taehyung? Seni merak edeceğini mi?
''Duydum'' dedim düz sesimle, tabii ki duymuştum. O serseriyi en son gören kişi bendim çünkü.
''Nasıl'' dediğinde ona bir şey açıklamak istememiş ve telefonu yüzüne kapatmıştım. Başında açmamalıydım. Gergin bekleyişin ardından Bay Jeon'dan bir mesaj almıştım
Jungkook iyi Taehyung, gece bir arkadaşının evinde kalmış
Başlarda içim rahatlasa da saatler geçtikten sonra telefonuma gelen kimin gönderdiği belli olmayan fotoğrafta Jungkook'un üst kısmının çıplak olarak bir kızın dizlerinde uyuduğu bir fotoğrafla karşı karşıya kalmıştım.
Jungkook'un benimle kavga edip başka birine koşması gerçeği yüzüme bir tokat gibi çarparken ne yapacağımı bilmez bir halde kalmıştım. Jungkook beni yavaş yavaş bitiriyordu ve kendi hayatını yaşamaya devam ediyordu.