-Jungkook-
''Ciddiyim Jungkook, biricik arkadaşların arkandan iş çevirdi'' Taehyung'un gözlerine sabitlediğim gözlerimi Jimin'e çevirdim. En yakın arkadaşım Jimin'e. Jimin hyung demesem de olurdu. Bunu hak etmiyordu.
''Bu kadar ileri gitmediğini söyle'' dedim boğazımdaki yumruyla, konuşmadı. Konuşamadı belki de.
''Niye yaptın ya? Niye?'' sesimi yükseltememiştim bile. Kalbim o kadar acıyordu ki
''Böyle olsun istemezdim'' güldüm ama gözyaşlarımı saklayamadım.
''Jimin, ben senin en yakın arkadaşınım. Neden mutlu olmamı istemiyorsun?'' O da gözleri dolmuş bir şekilde yere bakıyordu. Yüzüme bakamıyordu bile
''Evlendiğinde bizi unutmuştun çünkü, en yakın arkadaşımı çaldı Taehyung. Henüz üniversitede okurken hayatımın tüm anlarında olan en iyi arkadaşımı kaybetmiştim çünkü Taehyung'a aşık olmuş ve onunla evlenmiştin'' kırgın sesiyle derin bir nefes aldım
''Her sorunumuzda sana danıştım Jimin, her zaman senden destek bekledim. Taehyung bana kızdığında senden tavsiye istedim ben. Her seferinde aramızı bozmak için mi çabaladın?'' Tabii ki Jimin'den tavsiye alacaktım. En yakın arkadaşımdı o benim.
''Saçmalıyorsun. Aranızı bozmak için değildi, Taehyung'u sevmesem de sen mutlu olduğun sürece sorun yoktu'' Taehyung ile kesişti bakışlarım. Onun da gözleri dolmuştu. Ağlamasındı, kıyamazdım ona.
''Son zamanlarda hep mutsuzdun Jungkook, Taehyung ile ne kadar çok kavga ettiğinizden bahsediyordun. Mutlu değildin'' Mutlu olmadığım doğru olsa da ben hep Taehyung'u çok seven Jungkook'tum.
''Taehyung iki arkadaşımı birden mutsuz ediyordu. Hayatımızdan çıkmasını istedim. altımız hep beraber çok mutlu olalım istedim'' bakışlarım diğerleriyle buluştuğunda Hoseok hyung Jimin'e bakıyordu şaşkınca. Taehyung ise konu her seferinde ona gelse de ağzını açıp tek kelime etmemişti.
''Bu Taehyung ve benim aramdaki bir meseleydi Jimin, iki arkadaş derken neyi kastediyorsun ayrıca?'' Jimin derin bir nefes alıp Hoseok hyung'a baktı ve derin bir nefes alıp bana döndü
''Jungkook-ah, Hoseok hyung sana aşıkmış'' herkes birbirine şaşkın bakışlar atarken, Hoseok hyung'a baktım. O da şaşırmış gibi duruyordu. Hoseok hyung bana mı aşıktı yani?
''Bir yanlış anlaşılma olmalı, Jungkook'a aşık değilim'' Hoseok hyung lafa dalarken Jimin ona alayla baktı
''Yoongi ile telefon konuşmanı duydum. Jungkook'u üzeceğinden bahsediyordun. Ona aşık olmayı kendin seçmediğini söylüyordun'' Doğru muydu yani? Hoseok hyung bana mı aşıktı? Taehyung sesli bir şekilde yutkunduğunda ona çevirdim bakışlarımı. Biraz kıskanmış, biraz da şaşkın duruyordu.
''Jimin bu işe karışma'' Yoongi hyung Jimin'i uyardığında. Jimin ona sinirli bakışlarını yolladı
''Niye ki? Bunca zaman ikiniz hepimizden saklamışsınız Hoseok'un aşkını. Nasıl Jungkook'a aşık olursun hyung, anlayamıyorum. Kardeş gibi değil misiniz siz?'' Jimin nefes almadan konuşurken Hoseok hyung sinirle baktı ona.
''Kes artık Park Jimin, aşık olduğum kişi Jungkook değil Taehyung''
-Taehyung-
Jungkook'un en yakın arkadaşlarından biri olan Hoseok'un yaptığı ani itirafla direkt Jungkook'a döndü bakışlarım. Arkadaşına öyle bir bakıyordu ki, Tanrım onu öldürecek gibi görünüyordu