Alt dudağımı dişleyen Jungkook ile hafifçe inledim ancak bu özel an telefon sesim yüzünden kesildi. Başta çalan telefonumu umursamadan elimi Jungkook'un saçlarına daldırdım. Israrla çalmaya devam eden telefonumla kucağında oturduğum Jungkook'tan ayrıldım ve komodinin üzerinden telefonu alıp kim olduğuna bakmadan açtım
''Niye açmıyorsun telefonunu salak mısın?'' Yugyeom'un sesini duyduğumda sinirle Jungkook'un saçlarını çektim, acı bir inleme bıraktı
''Ben ne yaptım?'' dediğinde susması için işaret ettim
''Yugyeom-ah, önemli bir şey değilse sonra arasam, benim bir işim var da'' dedim hızlıca kapatması için. Kaslı bacaklarına oturduğum Jungkook olduğu yerde rahat durmadan boynumu ya da yüzümün herhangi bir yerini öpüp duruyordu
''Hayır hayır önemli, teyzemlere yemeğe gidiyoruz akşam, siz de geliyormuşsunuz. Bil bakalım başka kim geliyor?'' bıkkınca Jungkook'un üstünden kalktım, vahşice açtığım gömleğinin düğmelerinde-daha çok kaslarında- gezdirdim bakışlarımı. Kucağından kalktığımda sinirle kalktı yataktan ve telefonu elimden almaya çalıştı
''Dur bi, önemli bir şey diyecek'' deyip arkamı döndüm ona
''Kim geliyor Yugyeom-ah, söylesene hadi Acun Ilıcalı mısın sen? Niye heyecan yaratıyorsun'' güldü ve konuştu
''Şu geçen yıl tanıştığın bir kız vardı ya hani, Jungkook'un çocukluk aşkı olan. Minji, o da geliyormuş'' Yugyeom'a bir şey demeden kapadım telefonu ve arkamda duran Jungkook'a döndüm
''Bu akşam yemeğe gitmiyoruz, annene bir şey uydur'' ani çıkışımla garip garip baktı bana ve elini belime sardı
''Niye sinirlendin yine bilmiyorum ama Anne Jeon üzülür biliyorsun'' kollarımı boynuna dolayıp tehditkar bir şekilde yaklaştırdım yüzlerimizi birbirine
''Saygıdeğer ilk aşkın Minji de orada olacakmış''belimdeki ellerini biraz daha sıkılaştırdı ve gülümsedi
''Gözüm senden başkasını görüyor mu sanıyorsun sen?''dediğinde ona kanmamam gerektiğini biliyordum. Genelde o kızla her görüştüğümüzde mükemmel muhabbetler içine girerdi ve gece boyu gülüp dururdu
''Madem öyle, gece boyu o kızla hiçbir samimi diyalog içine girmeyeceksin, yoksa 2 hafta bazı şeylerden mahrum kalmak zorundasın''
Aynadan uyuyup kaldığı için yemeğe geç kalacağımız Jugnkook'un giyinmesini izliyordum. Ben giyinmiştim ve yarım saat boyunca beyefendinin uyanmasını beklemiştim. jungkook ise beni hiç umursamamış uyumaya devam etmişti, sonuç olarak yemeğe geç kalıyorduk. Deri ceketini üzerine geçirip aynaya bakma gereği duymadı ve saçlarını elleriyle karıştırdı
''Gitmek istemiyorum'' dedi bana dönerek, yanına adımlayıp güldüm
''Ben de hiç istemiyorum, özellikle o kız da oradayken. Evde kalıp çok daha güzel şeyler yapabilirdik ama sen gidelim dediğin için gidiyoruz'' dedikten sonra yatak odasından çıktım, arkamdan söylendiğini duyuyordum. Ayakkabılarımı ayağıma geçirip kapıyı açtım
''Biraz daha geç kalırsak annen dövecek bizi, acele et'' böyle konuşmamın üzerine hızlıca evden çıkmıştık ve 20 dakika sonra Jeon'ların evindeydik. Uzun zamandır bu büyük evde yaşıyorlardı ve sevgili olduğumuz yıl iki ergen olan jungkook ve benim bu evde çok anımız vardı. Arabadan indiğimizde elimi tuttu sıkıca, gülümsedim ve kapıya ilerledim. Bayan Jeon, bakışlarındaki siniri saklamak istercesine açtı kapıyı ve bizi gördüğünde derin bir iç çekti