Hayatımda hiç bu kadar gergin olmamıştım. Jungkook ile evlenirken bile daha az stresli olduğuma yemin edebilirdim. Yugyeom'u arayıp büyükannemin dediklerini anlatmıştım. Ve o sanırım beni dövmek için buraya gelecekti.
Ne kadar dalga geçse ve boşanmamızı istiyor gibi davransa da, o da üzülüyordu. En yakın arkadaşı ve kuzeni boşanıyordu sonuçta.
Bana biraz kızdıktan sonra, davanın ertelenebileceğini söylemişti ancak bunu Jungkook ve avukatı Namjoon yapabiliyordu, sonuçta davayı açan onlardı. Bu da demek oluyordu ki Jungkook'u aramam gerekiyordu.
Tüm cesaretimi toplayıp Jungkook'un isminin üstüne tıkladım. iki çalıştan sonra açtı telefonu
''Taehyung'' dedi şaşkın ve boğuk sesiyle, uyandırmış mıydım acaba?
''Uyandırdım mı?'' dedim elim ağzıma götürerek. çok gergindim hem de çok.
''Hayır hayır'' dedi alelacele. Eminim ki aramamı beklemiyordu, hoş ben de onu aramayı beklemiyordum.
''Uyandırmadın, Uyumaya hazırlanıyordum ama uyumadım daha'' bugün cumaydı, yani Jungkook'un nöbet günü.
''Nöbetin yok muydu bugün?'' çenemi asla tutamıyordum.
''Benim yerime bir arkadaşım tutuyor, ben kendimi pek iyi hissetmiyorum da'' hasta mı olmuştu acaba, belki de üşütmüştü?
''Hasta mısın?'' dedim sesimdeki endişeyi gizleyemeden
''Endişelenecek bir şey, bir iki gün dinlensem geçer, Jiminler geliyor her gün zaten'' dedikten sonra, pişman olmuştu ki devam etti
''yani, sen olsan tabii-'' sözünü kestim, onu ne yaptığını sorgulamak için aramamıştım
''Ben senden bir şey isteyecektim Jungkook'' dedim ve nefesimi tuttum
''Tabii ki, ne istersen'' istemeden de olsa gülümsedim, ne olursa olsun ondan nefret edemiyordum.
''Dava gününü biraz ileri bir tarihe alma şansımız var mı Jungkook?'' kendimi çaresiz ve ezik hissediyordum, eşyalarımı toplayıp gitmemi söyleyen Jungkook değilmiş gibi ona yalvarıyordum.
''Ne?'' dedi şaşkın sesiyle, şok oldun demi?
Beni konuşturmadan devam etti
''Taehyung, davaya bile gelmeyeceksin'' dediğinde dudağımı dişledim
''Davaya gelmeyeceğim Jungkook ama belki Daegu'ya gelmek istersin, konuşmamız gereken şeyler yok mu?''
Ertesi sabah daha güneş aymadan uyanmış ve dükkana inmiştim. Burayı düzenlemenin vakti geldi de geçiyordu. Ayrıca Tanrım, Jungkook geliyordu bugün. Dinlenmek için aldığı 3 günlük izni bir-iki gün daha uzatmış ve geliyordu. Namjoon boşanma davasını aylar sonrasına ertelemişti, barışacağımıza emin olduğunu söylemişti Yugyeom'a.
Yugyeom ise, o kadar emin değildi. Jungkook'un yine bir bokluk yapacağını düşünüyordu ve açıkçası ben de öyle düşünüyordum. Kafeyi evden getirdiğim temizlik malzemeleriyle bal dök yala hale getirmem 5 saatimi almıştı ancak, cidden iyi görünüyordu.
Eski kiracıdan kaldığını öğrendiğim masaları arkadaki boş odaya götürdüm. Muhtemelen reim çizmek için kullanacağım boş odaya. Jungkook Seul'den çıkarken mesaj atmıştı ve şu sıralar burada olması gerekiyordu. Apartmanın kapısının açılma sesini duyduğumda arka odadan çıktım ve temizlikten sonra değiştirdiğim üzerime baktım. İyi ki değiştirmiştim. Üzerimde az önce çamaşır suyu kokan bir eşofman vardı ve evet evet değiştirmekle iyi yapmıştım.