sekizinci bölüm

15.1K 1.1K 607
                                    


 Kapalı telefonumu hiç açmak istemiyordum ancak büyükannemlerin evine 15 dakikalık mesafem vardı ve sanırım artık telefonumu açmalıydım. 

telefon açıldığında Chanyeol hyung'dan birçok çağrı vardı ve Minho hyun da mesajlar atmıştı. Yugyeom ise Tanrım, tehdit içerikli o kadar çok şey yapmıştı ki sanırım ilk onu aramalıydım. Radyoda çalan şarkıyı kısıp Yugyeom'u aradım, ilk çalıştı açtı. Telefonun başında bekliyordu herhalde. 

''Merhaba canım arkadaşım'' dedim hiçbir şey olmamış gibi. Son kaçınılmazsa, görmezden gel.

''Nerdesin lan sen?'' bu nasıl bağırmaydı böyle?

''yuh, biraz daha bağır da kulağım sağır olsun'' dedim ve güldüm ancak o gülmedi. Bana cidden sinirli gibiydi.

''İsitfa etmişsin, Minho hyung'a Chanyeol diye biri mesaj atmış instagram'dan o da bana mesaj attı'' kaşlarımı çattım

''ben Minho hyung'dan bahsetmiş miydim ki ya Chanyeol hyung'a'' kendi kendime düşünürken telefonun diğer ucundaki en iyi arkadaşım tekrar bağırdı

''Taehyung neredesin diyorum sana, evine gittim yoksun. Kaç kere aradım dönmedin de, yer yarıldı da içine mi girdin çocuk'' dudağımı ısırdım. Keşke bu salağa haber verseymişim, dedim içimden. Keşke.

''Gyeom-ah, Daegu'dayım ben'' bir süre konuşmadı

''napıyorsun Daegu'da Tanrı aşkına? Niye istifa ettin ayrıca?'' sinir katsayısı söylediğim her cümleden sonra artıyor gibi duruyordu.

''Daegu'ya taşınıyorum, hatta tam şuan evimin olduğu sokağa girmiş bulunmaktayım'' deyip hızımı düşürdüm. Daegu'yu çok özlemiştim. Merkezi bir yerde çok güzel bir apartmana sahip olan büyükannemler, uzun zamandır yalnız yaşıyordu. Belki de onlar da evde bir ses isterdi.

''İnanmıyorum sana'' o konuşurken arabayı durdurdum

''Yugyeom-ah seni yerleştikten sonra arayacağım, beni merak etme seni seviyorum'' deyip telefonu kapatmıştım. Uzun süredir oturduğum arabanın kapısını açıp kendimi dışarı atmıştım, dünya vardı be.

Balkonda durup bana bakan büyükbabama el salladım beni görmesi için gözlerini kısıp gözlüklerinin üstünden bana baktı

''ben geldim büyükbaba'' dediğimde oturduğu sandalyeden kalktı ve gülümsedi

''Taehyung oğlum bekle geliyorum''deyip hızlıca içeri girmiş ve bir dakiak bile geçmeden birinci kattaki evlerinden yanında büyükannemi de getirerek gelmişti.

''sizi özledim'' demiştim onlara sarılarak, onları cidden özlemiştim.

Birbirlerine hala aynı aşkla bakan ikilinin tam karşısına oturmuş anlattıkları maceraları dinliyordum. Tek çocukları olan babam yanlarına 5 seneden beri gelmiyordu. Çok yalnız olduklarına emindim ve 5 yılın tüm birikmişliklerini bana aktarıyorlardı. 

''geldiğine çok sevindik canımın içi ama neden geldin bir anda, taşınır gibi. Ayrıca Jungkook delisi nerede?'' dedi büyükannem gülerek. Gülümsedim istemeden. Jungkook büyükannemi de büyükbabamı da çok severdi. Ve ah, tabii ki onlar da Jungkook'u. Sevilmeyecek gibi değildi ki.

''Buraya taşınıyorum büyükanne, eğer tabii izin verirseniz'' dedim ellerime bakarak. Birilerine bunu söylemek cidden zordu, en yakınların olsa da.

''O ne demek oğlum, burası senin de evin'' dedi büyükbabam, büyükannemin konuşmasına izin vermeden. Hoş onun sözleri de farklı olmayacaktı da.

''Ve şey, Jungkook ve ben boşanıyoruz'' ellerimi saçlarıma götürüp yüzlerine bakmadım. Ben bile yeni yeni kabullenirken onların ne demesini bekliyordum ki, boşanın gitsin mi? tabii ki öyle olmadı.

''Ne demek boşanıyoruz, niye? bir çözüm yolu yok mu? öyle boşanılır mıymış hemen?'' bence de büyükanne, bence de.

''Hadi bunu boşverin ve bana kalacağım odayı gösterin'' dedim modumu bir anda değiştirerek. Bu konuyla ilgili daha fazla konuşmak istemiyordum.

İkisi de ayağa kalktı aynı anda. 

''İstersen üst katlarda boş olan daireler var ama bizim ile yaşasan çok mutlu oluruz, oralar ısınmaz hem daha'' gülümsedim

''başka bir dairede kalmak istemiyorum zaten, sizinle kalmak istiyorum'' deyip ikisinin de aynı anda yanaklarını sıktım. ikisi de gülümsedi

''Babanın eski odasına ne dersin?'' teklifleriyle ellerimi çırptım. O odayı cidden seviyordum. İçinde küçük de olsa bir kıyafet odası ve küçük bir banyosu vardı yani tam olarak bana göreydi. Bir şeylerimi sığdırmak daha kolay olacaktı. Ayrıca onları çok da rahatsız etmeyip özel alanlarını çok işgal etmiş olmayacaktım.

Eşyalarımı tek tek odama taşımıştım ve ardından birlikte uzun uzun yemek yemiştik. Odama geçmiştim ardından. Yapacak çok işim vardı ama önce Yugyeom'u aramış ve her şeyi baştan anlatmıştım.

''böyle işte Gyeom yeni bir hayata başlıyorum anlayacağın'' deyip güldüm. O da güldü, sanırım sakinleşmiti

''Yanına geleceğim hafta sonu, özle beni o zamana kadar'' dediğinde güldüm

''Şimdiden özledim, sana ihtiyacım var. Çabuk gel'' böyle dalga geçerek kapattığımız telefon konuşmasından sonra gözyaşlarım bir bir akmıştı. 

-Jungkook'dan- (sonunda dediğinizi duyar gibiyim)

  Günün son hastası olduğunu umduğum kişi de odadan çıkarken derin bir nefes alıp beyaz önlüğümü çıkarıp odadaki askıya asmıştım. Hoseok hyung sözde dün Taehyung'la konuşmuştu. Peh, konuşsa ne yazardı? Taehyung şu hayatta gördüğüm en inatçı kişiydi, şey yani benden sonra.

Kapı tekrar açıldığında oturuşumu düzelttim, içeri gayet gevşek bakışlar ve adımlarla giren kuzenime baktım. Taehyung'un en yakın arkadaşı olan kuzenime. kapıyı kapatıp deri ceketini çıkardı ve tam karşımdaki deri koltuğa oturdu

''selam kuzen'' dedi gülerek, derin bir iç çektim.

''Selam da napıyorsun burada sen?'' dedikten sonra, telefonumu pantolonumun cebine koyup hafif kırışmış gömleğimi düzelttim.

''Seni uyarmaya geldim'' dedikten sonra kot'unun cebinden çıkardığı telefonunu salladı.

''Ne hakkında?'' dedim alayla gülerek.

''En yakın arkadaşım ellerinin arasından kayıp gidiyor Jeon Jungkook'' gözlerimi devirdim.

''Taehyung ile herhangi bir bağım kalmadı Yugyeom, yani ellerimden kayıp gitmiyor'' tabii ki ona pişman olduğumu söylemeyecektim, herkese söylerdim ama ona asla. Bundan her şey beklenirdi, tüm hayatımız boyunca benimle dalga geçebilirdi.

''İyi sen bilirsin, ha bu arada müvekkilim mahkemeye gelmeyecek, sen de istemiyorsan gelme. Avukatlar arasında bitsin her şey'' Taehyung mahkemeye gelmiyor muydu? gözlerim istemesem de kocaman açıldı

''Taehyung mahkemeye gelmeyecek mi?'' dedim ellerimi saçlarımdan geçirerek, tamam her şeye kabuldüm ama mahkemeye gelmeliydi. Beni ve yıllar süren ilişkimizi bu kadar mı umursamıyordu?

''Evet bir şey mi oldu?'' dedi umursamaz bakışlarıyla

''niye gelmeyecek peki?'' dediğimde güldü

''Tae o kadar yolu seninle boşanmak için çekemeyeceğini söyledi çok sevgili kuzenim, ah sen bilmiyorsun tabi Taehyung Daegu'ya taşındı''

after you | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin