Yugyeom'un geniş arabasının yolcu koltuğunda oturmuş nereye gittiğimi bilmez bir halde bekliyor ve en yakın arkadaşımın başının etini yemeye devam ediyordum.
''Bana tecavüz mü edeceksin yoksa'' dedim onu bezdirmeye ve beni arabadan atmasını sağlamaya çalışarak
''Tanrı aşkına bi sus Taehyung'' gözlerimi devirdim
''İyi sustum' dedim gözlerimi camdan dışarı çevirerek, Jungkook ile iki hafta sonra boşanacağımız aklımda dönüp dururken kafayı yiyecek gibi hissediyordum.
''Neyse ne'' dedikten sonra arabayı bir anda durdurdu, sanırım onca yolu sessiz sedasız bu eve gelmek için çekmemiştik, yani umarım.
Konu Yugyeom olduğunda her olayda bir bokluk olabilirdi, eğleneceğiz deyip beni bu eve getirmiş olabilirdi. Ben bu manyaktan her şeyi beklerdim.
''Affınıza sığınıyorum Yugyeom bey, niye durduk acaba?'' dedim sonlara doğru istemeden de olsa sesimi yükselterek, belki de istemiştim, bilmiyorum.
''Arkadaşımı bekliyoruz Taehyung, kendisi senin bu akşamki yemin oluyor'' garip bakışlarımın hedefi olan Yugyeom gülüp omzuma vurmuştu
''herhalde seni boş boş oturup Jungkook'un ayrılık acısını çek diye yanımda getirmiyorum Taehyung'' derin derin nefes aldım. Yugyeom'u nasıl öldürseydim acaba?
''Ulan salak herif-'' açılan kapı ile lafım bölünürken, oldukça yakışıklı bir çocuk arka koltuğa oturup gülümseyip konuşmuştu
''Selam Yugyeom-ah ve ah selam ben Bogum'' çocuğa saygısızlık olmaması için hafifçe gülümseyip ve aynı şekilde selam verdiğimde arabada bir sessizlik olmuş ve bu sessizlik işime gelmişti.
Arabanın aksine olukça sesli olan gece kulübüne tek sıra halinde girdiğimizde bilerek en arkada kalmıştım. Kim bilir belki buradan kaçıp evime ve depresyonuma dönerdim. Hain planlarımı anlamışcasına beni tam yanına çeken Yugyeom'a gözlerimi devirdim
''Kaçmayacağım geri zekalı, dizinin dibinde tutmana gerek yok'' oturacağımız yere ilerlerken söylediğimi duymamış gibi yapmıştı ya da gerçekten duymamıştı. Çünkü bu yer cidden çok sesliydi. Eh, ne beklemiştim ki? Sessiz sakin bir cafeye gidip oturacağımızı mı? İşin içinde Kim Yugyeom olunca işler hiç istemediğiniz boyutlara ulaşabiliyordu. Ne olacağını kestiremiyordunuz.
Yugyeom, Bogum ve benim arama oturarak bana bir iyilik yapmıştı. Ancak bu bu gece için yapacağı ilk ve son iyilikmiş gibi duruyordu çünkü kapıdan içeri giren Minho hyung ve yanında tanışıklığım olduğu arkadaşları bize doğru geliyordu. Minho hyung da arkadaşları da cidden iyi insanlardı.
Tek sorun Minho hyung ve Jungkook'un arasındaki sorunlardı. Ben üniversitenin ilk yılındayken Jungkook da ikinci senesindeyken evlendiğimizde, Minho hyung bunu bilmiyordu ve bana cidden yakın davranıyordu. Onunla o yıl tanışmıştık, ilk ve son aşkım Jeon Jungkook beni her şeyden kıskandığı için tabii ki bizden 4-5 yaş büyük lisans öğrencisi, kaslı ve uzun Minho Hyung'u kıskanmıştı. Üniversitenin başında ikimiz de çelimsiz çocuklar olsak da Jungkook üçüncü sene mükemmel bir vücuda ve kaslara sahip olmuştu. Şuan Minho hyung'u dövebilecek güçteydi ancak Minho hyung ve ben çok fazla görüşemiyorduk. İkimizin de çok fazla işi vardı, Jungkook da kıskanamıyordu hali ile.
Yanımıza gelen Minho hyung ve arkadaşlarıyla selamlaşıp aynı yerlerimize oturmuştuk. Tam yanımda oturan Hyungsik hyung ile 2-3 yıl önce kadar Minho hyung ile yolda karşılaştığımda tanışmıştım. diğerleriyle de bir yerlerde kısa sohbetlerim olmuştu işte.
