''Hoş geldin sevgilim'' anında gözlerim dolarken yüzünden indirmediği gülümsemeyle beni izlemeye devam etti. Odayı eski haline dönüştürmüş ve her yerine mumlar yerleştirmişti. Loş ışıklı oda Jungkook'un yakışıklı çehresiyle birlikte daha da güzel görünüyordu
''Jungkook sen'' konuşmama devam edemeden yatağımın başucunda duran fotoğrafını gördüm. O zamanlar da buradaydı ancak, Jungkook'un bundan haberi yoktu ki
''Bu ne?'' dedim şaşkınca fotoğrafı elime alırken, Jungkook ise kahkahalarla gülmeye başladı
''Sen bunu nereden biliyorsun'' kolumdan tutup yatakta yanına oturmamı sağladıktan sonra tekrar güldü
''Taehyung, saklamayı unutup beni arkamı dönmem için zorluyordun. Ayrıca benim odamda da senin fotoğrafın vardı'' kollarımı boynuna dolayıp orada biraz soluklandım
''Her şey çok güzel Kookie ama ne oluyor?'' kafasını iki yana salladı
''Kendi doğum gününü unutanı da ilk defa görüyorum'' 20 haziran
''Böyle günleri hatırlamada iyi değilim biliyorsun'' kafasını aşağı yukarı salladı
''Sadece seni doğum günün aklıma kazılı'' yüzünü kocaman bir gülümseme kaplarken ben de etrafa bakmaya devam ettim. Yugyeom ile olan saçma sapan fotoğraflarımızı bile eski yerlerine koymuştu
"Çok uğraşmışsın" gözlerimi ona çevirdiğimde onun zaten bana bakıyor olduğunu fark ettim
"Annen ve baban yardım etti birazcık" baş ve işaret parmaklarının arasında hafif boşluk bıraktı
''Garip'' dedim gülerek
''Öyle söyleme, seninle aralarını düzeltmek istiyorlar'' omuzlarımı silktim
''Gerçekten umurumda değil biliyor musun? Umurumda olan tek şey sensin'' kollarını bana sardığında gülümsedim
''Sen mutlu ol yeter sevgilim. Aldığın kararlarının her daim arkasındayım'' sırtımı göğsüne yasladığım için biraz kıpırdandıktan sonra daha rahat bir pozisyona geçip bacaklarımı yatağa uzatmıştım
''Burada kalsak ya böyle tüm akşam'' istediğim üzerine kollarını sıkılaştırdı
''Eğer diğer sürprizleri görmek istemiyorsan kalabiliriz'' diğer sürprizler?
''Başka sürprizler de mi var? Jungkook bu yeterdi. Uğraşmışsındır çok. Niye yordun kendini'' yüzümü yüzüne çevirdiğimde burunlarımızı sürttü birbirine
''Eh, biraz uğraştım ama değdi. Emin ol beğeneceksin'' dudaklarımızı birleştirdiğimde bunu bekliyormuş gibi açlıkla öpmeye başladı beni. Alt dudağını dişlerimin altına aldığımda ise sesli bir inleme bıraktı loş odaya. Üst dudağımı emmeye başladığında ellerimi ensesine götürdüm. Nefes alamadığımızda ayırdım dudaklarımızı
''Ayrılmamız gerek, diğer sürprizleri göremeyeceğim yoksa'' beni umursamayıp boynuma bıraktığı öpücüklerinin arasından konuştu
''Sadece bu seferlik bak, bir daha asla salmam' gözlerimi devirip yanağını öptüm ve ayırdım kendimden
''Hadi gidelim'' gülümseyen yüzüyle beni bıraktı ve dağılmış gömleğini ve kotunu düzeltti, ben de aynı şeyleri yaptığımda birlikte çıktık odadan