ikinci bölüm

400 58 3
                                    


O derin sesiyle şarkı söylemeye başladığında tüm herkes büyülü gözlerle ona bakıyordu. Evet o gerçekten de herkesin dikkatini kolayla çekebilecek bir erkekti. Onu öğlenkinden daha iyi gördüğüme sevinmiştim. Şaşkınlığımı gizleyip ufak bir gülümseme koydum yüzüme. Beni etkileyen sesini gözlerimi kapatarak dinledim. Sürüklenip gidiyormuşum gibi hissederken bugün gördüğüm o yüzü aklıma geldi. Gözleri sarhoş gibi bakıyordu, burnu kanıyordu. Ama onun sesini dinledikçe bunu unuttum. Kesinlikle o adamda bir şey vardı. Beni kendine çeken çok farklı bir şey..

Marcel sesiyle bir tek beni değil, herkesi büyülemişti. Alkışlara eğilerek karşılık verip sahne arkasına geçtiğinde Hoseok bağırarak;

"Hadi Marcel'in yanına gidelim." dedi.

Ri Jin'i ve beni kollarımdan tutup kulise kadar sürükledi. O kadar heyecanlıydı ki kapıyı çalmadan içeri daldı ve Marcel'e sıkı sıkı sarıldı. Biz Ri Jin ile hâlâ kapının eşiğinde beklerken Marcel ile göz göze geldik. Beni tanıdığını düşünüp utanarak kafamı yere eğdim. Ri Jin de en sonunda kapıda dikilmekten sıkılarak içeri girmişti. Ben de utana sıkıla içeri girdiğimde kapıyı yavaşça kapattım.

Marcel ve Hoseok sonunda derin konuşmalarına son vererek bize döndüler. Hoseok yanıma gelip bir elini omzuma attı ve;

"Bu benim en yakın arkadaşım Min Ah."

Ben tekrar utanarak tebessüm ettim. Acaba bugün ki halini sormalı mıydım?

Elini uzatıp kocaman gülümseyerek;

"Memnun oldum Min Ah. Ben Marcel." dedi.

"Ben de memnun oldum. Daha iyi görünmenize sevindim." diye de ekledim.

Hoseok ve Ri Jin cümlem biter bitmez bana şaşkınlıkla baktılar.

"Daha önce tanışıyor muydunuz?" dedi Ri Jin sadece benim duyabileceğim bir sesle.

Ri Jin'e cevap vermeme zaman kalmadan Hoseok yüksek sesle o sitem dolu cümlesini kurdu.

"Sakın bana daha önce tanıştığınızı söylemeyin."

Bana oldukça yabancı bakan gözlerin ardından;

"Hayır, tanışmıyorduk."

Cümlesinin devamını getirmesini istermişcesine suratına bakmaya devam ettim. Fakat o hâlâ benim neyden bahsettiğimi anlayamamıştı.

Konuşmamız odaya elinde gitarla giren adam sayesinde bozulmuştu. Marcel o adamla bir şeyler konuşurken Hoseok'a dönüp sessiz bir şekilde konuşmaya başladım.

"Evet, tanışmıyorduk ama bugün Marcel ile eve giderken karşılaştım. Çok kötü görünüyordu."

"Nasıl yani?"

"Hasta gibiydi işte." Gözlerimle Marcel ve konuşan adamı kontrol ettikten sonra cümlelerime devam ettim.

"Bir şeyler söyledi bana. İlk başta başka bir kadının adıyla seslendi. Daha sonra burunu kanamaya başladı. Ona yardımcı olacaktım ama olmamı istemedi."

"Marcel'i başka biriyle karıştırmış olabilir misin?"

"Hayır Hoseok. Fransada en fazla kaç tane Koreli görebilirim ve onları karıştırabilirim ki?"

Derin bir nefes alıp verdikten sonra;

"Tamam her neyse. Ben bu konuyu Marcel ile konuşurum."

"Yok,hayır. Gerek yok. Belli ki hiçbir şekilde hatırlamıyor. Ayrıca hatırlamak zorunda da değil." dedim tıpkı Marcel gibi soğuk bir şekilde. En sonunda gitarist ile olan konuşması bitti ve bize döndü.

Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin