*Hikayede Nisan ayını yazmak istemedim. Aralık ayında olduğumuzu düşünerek okumanızı isterim. Teşekkürler.*
"Sana gerçekten inanamıyorum. Gerçekten!"
Hoseok'un Jimin'e olan öfkesi bitmek bilmiyordu. Odanın içinde dolanırken Jimin'e bağırmaya devam etti.
"Bizi ne kadar korkuttun haberin var mı senin?"
Jimin de hatasını biliyordu tabii ki. Kafası öne eğik duruyordu ve hiç konuşmuyordu. Hoseok, odanın içinde dolanmayı bırakıp elini saçlarına götürdü. Saçlarını sıkıyordu ve burnundan soluyordu resmen.
"Ya o hapları içseydin ne olacaktı? Bana söyler misin? Ölmek mi istiyorsun sen? Böyle mi güçlü kalmaya çalışıyorsun?''
''Evet ölmek istedim. Ama yapamadım. Yapamadım işte. İçemedim onları.''
Jimin'in bu dileğiyle Hoseok daha çok sinirlenmişti. Yatağa doğru yürümeye başladığında önüne geçerek onu durdurdum.
''Bak hala ölmek istedim diyor. Duyuyor musun Min-Ah!''
''Tamam Hoseok. Dur lütfen.''
Kollarından tutup onu oturtmaya çalıştım fakat gücüm yetmiyordu. Hala Jimin'in yanına gitmek için direniyordu ama ben de direniyordum. Kollarından tutup oturtmaya çalıştım fakat Jimin'e bağırmayı sürdürürken daha fazla dayanamayıp kollarından tutmayı bıraktım.
''Yeter!'' diye bağırdım.
''Yeter artık! Otur Hoseok.''
Hala sinirli bir şekilde Jimin' bakıyordu. Yavaş yavaş oturduktan sonra ikisine de bakarak;
''Artık yeter. Hiçbir şey duymak istemiyorum. Evet Jimin, hatalısın. Hoseok sen de sinirlenmekte haklısın. Ama Jimin şu an sağlıklı. Hapları içemeden bayılmış sadece. Ve hastanedeyiz. Lütfen daha sakin ol Hoseok ve bir daha bu konu açılmasın. Yoksa ikinizi de affetmem.''
Gerçekten de bu olay benim için kırılma noktası olmuştu. Hoseok'un sürekli bağırması ve Jimin'in intihara kalkışması gerginliğime gerginlik katmıştı. Tabii ki bu olayı Taehyung'a anlatamazdım. O yüzden hızlıca onun yanına gitmeye karar verdim. Hoseok da hemen arkamdan çıktı ve hava alacağını söyledi.
Taehyung'un bunları öğrenmesini istemiyordum. Zaten zor bir dönemden geçiyorduk. Belki de yarın, yeni tedaviye başladığında her şey daha da güzel olacaktı. Jimin de zaten kendini iyi hissediyordu. İntihara kalkışması kötü bir şeydi ama sonuç olarak iyi olması hepimizi rahatlatmıştı. Tüm kontroller de yapılmıştı.
Taehyung'un odasına geri geldiğimde yataktan kalkmak için hazırlandı. Hızlıca yanına gittikten sonra kalkmamasını söyledim.
"Dur, kalkma."
"Sana bakmaya geliyordum."
"Kantine mi gelecektin?"
Kısa bir gülüşmenin ardından yatağa geri yattı.
"Telefonu açtığında yüzün çok kötüydü. Ne oldu? Jimin nerede?"
"Arayan Jimindi. Kantinde biraz başı dönmüş. Daralmış. O yüzden aramış. Jimin'i eve gönderdim sonra da geldim."
"Başka bir sorun yok değil mi?"
Kaşlarını kaldırarak bana bakıyordu cevap vermemi beklerken. Gülümsemeye devam ederken üstünü yavaşça örttüm.
"Yok tabii ki. Sen hiç merak etme."
Elimi sımsıkı tutarken;
"Zaten sana Jimin konusunda güvenim sonsuz. Gerçekten de onu çok seviyorsun. O yüzden rahat bir şekilde dinlenebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅
Fanfictiontamamlandı✔️ "Bazen sadece kendi dünyamızı kurmak istiyorum Min-ah. Hiç kimsenin gitmediği ve yabancı birinin giremediği bir dünya." •10.09.2019• •07.05.2020•