on birinci bölüm

192 37 3
                                    

(Min-Ah'nın ağzından)

"Ne yani? Sen aradın ve o uyuyacağını mı söyledi?"

Hoseok'un şaşkınlıkla sorduğu soruya sadece;

"Evet." diyebildim.

Ayakta dikilmekten yorulmuş bir şekilde tekerlekli sandalyeyi yanıma çekti ve oturduktan sonra;

"Beyin tomografisinde de kötü bir şey çıkmadı. Değil mi?"

"Min Hyung amca beyin tomografisinde kötü bir sonuçla karşılaşmayınca bunun psikolojik bir hastalık olduğunu söyledi. Eğer ruh halinde ve kişiliğinde değişimler olursa bunun ilerlediğinin belirtisi olduğunu söyledi aynı zamanda. Ve.. Psikolog önerdi. Onunla konuştum. En kısa sürede bekliyor bizi."

"Taehyung'u nasıl ikna edeceksin buna?"

"Artık ben çok yoruldum Hoseok-ah. O yüzden yapmam gereken şeyleri yapacağım sadece. Şu evlenme teklifi konusunu da açma lütfen. Bir şey de söyleme. Kendi hatırlarsa eğer o zaman konuşuruz."

"Peki.. Sen nasıl istersen. Ama belki de unutmadı, kendini hazırlamaya çalışıyor da olabilir. Ama ben her şeyi berbat ettim."

Kafasını iki elinin arasına aldığında omuzuna dokundum ve;

"Sorun değil."

Buruk bir gülümsemeyle söylemiştim bu cümleyi. Kendimi o kadar yorgun hissediyordum ki, söyleyemek istediklerim bir bir yok oluyordu aklımdan. Gülmek bile içimden gelmiyordu.

Bazen öyle anlar oluyordu ki koşup sarılmak istediğiniz insanı bile bir daha orada bulamıyorsunuz. Ben koşup sarılmak istediğim insanın şu anda nerede olduğunu biliyorum. Var olduğunu biliyorum. Ama bende ona sarılacak cesaret bile yok. Her an sanki kaybedecekmişim gibi yaşamaktan sıkılıyordum fakat... Onu yanımda her hissettiğimde mutluluğum katlanıyordu. Ben mutlu olduğum zaman onun da mutlu olduğunu hissedebiliyorum. İlk başlarda maalesef ki sürekli somurtkan oluyordum onun yanında çünkü duyduğum şeyler bana bunu yaptırıyordu. Mecbur kalıyordum. Şimdi ise tek amacım onu mutlu etmekti. Bunu da ancak kendimi mutlu hissettirerek yapabilirdim. Şu anlık yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Keşke bir sihirli değneğim olsaydı ve her şeyi çok güzel bir şekilde yönetebilseydim. Sahte gülüşlerimin yerini sahici gülümsemem alabilseydi...

***

"Deli miyim ben?"

Taehyung bunu o kadar soğuk bir ifadeyle söylemişti ki salondaki hiç kimseden ses çıkmamıştı. Sessizliğin ardından Taehyung tekrar;

"Size diyorum! Deli miyim ben?"

Hoseok;

"Yo..Yok... Hayır yani o anlamda değil."

"Hangi anlamda? Neden psikoloğa gitmem gerekiyor o zaman?"

"Her psikoloğa giden deli olmuyor ki... Benim annem de gitmişti." dedi Jungkook bacak bacak üstünde, rahat bir şekilde otururken. Taehyung, Jungkook'un bu rahat tavrına ters bir bakış atıp Hoseok'a geri döndü.

"İstemiyorum."

Hiçbir şey demeden dinlediğim bu tartışmanın içine girmeli miydim bilmiyordum. Taehyung çok sinirli gözüküyordu. Boş yere birbirimizin kalbini kırmamızı istemezdim.

"Ama..."

Jimin'inin bu tiz sesi Taehyung'a pek bir etki etmemişti. Suratındaki ifade asla değişmiyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra;

Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin