yirmi dördüncü bölüm

111 15 19
                                    

''Şu anda seyahat etmesini onaylayamayız.''

Taehyung ile ilgilenen bir diğer doktor ve babam böyle bir karar vermişlerdi. Bunun zıttını söyleyeceklerini düşünmemiştim. Odaya da bu şekilde olumsuz girmiştim. Elimde Taehyung'un almış olduğu biletler vardı. Taehyung'un bunu düşünmüş olması bile benim için bir lükstü. Gerçekten de kendimi daha önce hiç bu kadar değerli ve birine ait olarak hissetmemiştim. Taehyung ile arama ne girerse girsin ölene dek böyle hissedeceğimden emindim.

Doktorun odasında, babam hemen yanı başımda ayaktaydı. Elini omzuma koyup;

''Gel.Çıkalım.'' dedi. Ben de onu dinledim. Diğer doktora teşekkür ederek odadan çıktık.

''Bugün Taehyung ile hastalığı hakkında ciddi bir konuşma yapacağız. Sen şimdilik sadece gidemeyeceğinizi söyle.''

''Yani benim için en zor olan şeyi yapmalıyım. Öyle mi?''

''Evet oldukça zor olabilir ama... Bunu yapmak zorundayız. Ve sen bundan daha zor şeyler atlattın.''

''Evet.Bunu yapabilirim.''

Uzun bir sürenin ardından birbirimize gülümsemiştik. Ben gülümsediğim için daha da mutlu olmuştu.

Bizim baba-kız ilişkimiz çok farklı bir zamana denk gelmişti. Her şeyin üst üste geldiği bir anda birbirimizi tanımıştık. Hatta hala tanışabildiğimizi sanmıyordum.

Sanırım bizim birbirimize karşı hissettiğimiz çok farklı şeyler vardı. İkimiz de bir türlü nereden başlayacağımızı bilmiyorduk. Muhtemelen eğer bana adım atarsa farklı bir şekilde yaklaşacağımı düşünmüştü. Haklıydı da. Başka türlü nasıl yaklaşabilirdim ki? Herkes kendine göre biraz haklıydı işte.

Ama bundan sonra ona öyle davranmayacaktım. Karşımda her şey için çabalayabilecek bir adam duruyordu. Her şeyden habersiz yaşamıştık ve birbirimizi bir şekilde bulmuştuk. Öyle ya da böyle babam olduğunu hiç kimse inkar etmiyordu. Annem biliyordu. Bir kez olsun "Kızım öyle bir şey yok!" dememişti. Belli ki bana olan sevgisi bu yüzden fazlasıyla... azdı...

Yavaş yavaş yürüyerek Taehyung'un odasının önüne gelmiştik. Karşıdan koşar adımlarla gelen Ri Jin, Hoseok ve Jungkook gözükmüştü. Onlara gülümseyerek karşılık verirken Ri Jin daha da hızlanıp sımsıkı sarıldı. Varlığı bana iyi gelen nadir insanlardan biriydi de Ri Jin. Onlar yanımdayken artık beni kimse üzemezdi.

Kollarını boynumdan çekip yüzüme baktı.

"İyi misin?"

Benim cevap vermemi beklemeden Hoseok araya girdi ve;

"İyi tabii ki baksana. Gözlerinin içi gülüyor."

"Tabii ki mutluyum. Doğru."

Ri Jin de gözleri kısılana kadar gülümsemişti. Jungkook;

"Elindekiler ne?"

"Bunlar.. Uçak biletlerimiz."

Hepsinin gülen yüzü yerini meraklı gözlere bırakmıştı. Hepsine gülümseyip, sesli bir şekilde selam veren babam;

"Ben odamdayım." diyerek yanımızdan ayrıldı. Bakışlarıyla babamı takip eden Hoseok tekrar hızlı bir şekilde bana döndü ve;

"Nereye gidiyorsunuz?" dedi. Bu soruyla hepsinin gözleri daha da meraklı oluvermişti.

Sesimizi duymuş olacak ki Jimin, odanın kapısında göründü.

"Ah! Hoşgeldiniz. İçeri gelin. Taehyung abi hâlâ uyumadı!"

Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin