(Bu hikayede Jimin'in karakteri 20 yaşında olacaktır. İyi okumalar..)
Elindeki karton kahve bardağını önüme koyduktan sonra karşıma oturdu. Tek kaşını kaldırarak bana baktı. Benden bir cevap beklediğini biliyordum ama maalesef ki ben ne diyeceğimi bilmiyordum.
Hoseok'un bu garip bakışları karşısında boğazım kurumuştu. Önümde duran kahveden bir yudum aldıktan sonra;
"Babamın eski bir arkadaşı. Lee Min Hyung amcayı görmeye geldim."
"Hah! Benden buna inanmamı beklemiyorsun değil mi?"
Üstümdeki bu korkuyu atarak kendimden emin bir cevap verdiğimi zannetmiştim fakat öyle olmamıştı. Hoseok hala bana korkunç gözlerle bakıyordu. En sonunda pes edip;
"Taehyung'un gözetim altında olması gerekiyor dedi Fransadaki doktor. Ben de sonuçları başka bir doktora getirmek istedim."
Korkunç gözlerinin yerini meraklı bakışlar almıştı.
"Nasıl yani? Neden?"
Sorduğu soru karşısında diyebilecek tek bir şey vardı o da doktorların şüphelendiği şeydi. Ben kendimi hazırlamaya çalışırken Hoseok yüksek sesle;
"Neden döndük biz Fransadan o zaman Min-Ah?!"
"Ben...Sadece emin olmak istedim. O yüzden başka bir doktora geldim."
"Neden gözetim altında kalması gerekiyormuş?"
Beynimden düzgünce geçirdiğim cümlelerin hiçbirini dile getiremiyordum. Hoseok ses tonunu biraz daha arttırarak;
"Min-Ah! Bir şey söyle artık!"
"Erken bunama hastalığından şüpheleniyorlar çünkü." diye bağırdım tıpkı onun ses tonu gibi.
"Ne?!"
Sesi biraz daha kısık çıkmıştı Hoseok'un. Ben ise gözlerimin dolduğunu görmemesi için kafamı aşağıya eğmiştim. Masanın altında tuttuğum ellerim titriyordu. Hoseok ise hiçbir şey söylemeden baa bakıyordu.
"Tabii ki bunu birine söylemek zorundaydım. Sonsuza kadar saklayamazdım. Ama sadece.. Emin olmak istedim işte."
Konuşurken sesim titremesin diye uğraşsam da boşunaydı. Hoseok yerinden kalkıp;
"Ben doktorun yanına gidiyorum."
Oturduğum yerden uzanıp kolunu tuttum.
"Başka sakladığım bir şey yok. Otur lütfen. Ben Taehyung'u bir şekilde getireceğim hastahaneye."
"Ne zaman gelmesi gerekiyor?"
"Yarın."
***
Hiç istemeyerek de olsa iş yerine gelmiştik. Ne Hoseok eskisi gibi neşeliydi ne de ben eskisi kadar konuşkandım.
1 saat süren radyo yayınımdan sonra kafeteryaya gittim. Yemek yemek bile içimden gelmiyordu. Şu an tek isteğim yarın Taehyung ile hastahaneye gitmek ve onun iyi olduğunu öğrenmekti. Telefonumu çıkarıp boş boş ekranına baktım. Taehyung'u arayıp ona karşı hissettiğim şeyleri söylemek istemiştim. Sadece kısa bir sürede bendeki yerinin nasıl ayrı olduğunu söylemek istemiştim. Şu dünyada kim ilk görüşte aşka inanmıyorsa hepsini inandırmak istemiştim buna. Ve şimdi bana bunları hissettiren insan elimden kayıp gidiyormuş gibi hissediyordum. Onu ilk gördüğüm anda keşke ona sarılıp tüm yaralarını iyileştirebilseydim. Keşke onun için işe yarar bir insan olabilseydim. Ama acı gerçek şu ki hiçbir zaman düşündüklerimi yapabilen bir insan olamayacağım. Ve maalesef ki ben, onun yakında unutacağı ve bir daha hiçbir zaman hatırlamayacağı bir insan olarak kalacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅
Fanfictiontamamlandı✔️ "Bazen sadece kendi dünyamızı kurmak istiyorum Min-ah. Hiç kimsenin gitmediği ve yabancı birinin giremediği bir dünya." •10.09.2019• •07.05.2020•