"Hasta olduğumu biliyorum ama elimden ne gelebilir ki? Bu hastalıkla savaşmalı mıyım, vazgeçmeli miyim? Bilmiyorum. Çevremdeki insanların gideceğinden korkuyorum. Sahi... Zaten bunun için savaşmalıydım. Değil mi? Gitmemeleri için... Min-Ah'ı kaybetmemek için..."
Defteri elime aldığımdan beri titreyen ellerim daha da çok titremeye başlamıştı.
Bu defteri daha önce de görmüştüm ama kilitli olduğu için bakamamıştım. Aynı zamanda Taehyung ile aramız oldukça kötüydü. O dönemler evime bile gidemiyordum.
Kapının açılmasıyla sıçramıştım ve defter elimden düşmek üzereyken sıkıca tutmuştum. Kapıya döndüğümde gelen kişinin hemşire olduğunu gördüm.
"Ah.. Min-Ah Hanım burda mıydınız? Aşağıda olduğunuzu düşünmüştüm."
"E-evet. Şey almaya geldim.."
Ben şaşkınlıktan konuşamamaya devam ederken sözümü kesti ve;
"Pekâlâ. Yatak örtülerini değiştirmek için gelmişlerdi de.."
Arkasından birkaç görevli daha geldi. Nihayet tedirginliğimi üstümden atarak onlara gülümsedim ve;
"Tamamdır. Size kolay gelsin. Ben aşağıya iniyorum. Dediğiniz gibi Taehyung'u çok yormayacağım."
Kafasını aşağı yukarı sallayarak gülümsedi. Hızlı davranarak defteri çekmeceye koydum ve montları alıp aşağıya indim.
Kendimi nasıl hissettiğimi bilmeyerek çardağa ilerledim. Taehyung, hediyelerini açmaya devam ediyordu ve paketleri her açışında mutlulukla gülümsüyordu. İlk başlarda Taehyung ile birlikte gülmeyi bile unutacağımızı düşünüyordum ve bu iğrenç hissi bir türlü nereye atacağımı bilemiyordum. Daha sonra Taehyung gülümsüyordu. Hem de gözleri kısılana kadar ve ben birden kuş gibi hafifliyordum.
Jungkook ortadaki paketleri toplarken;
"Evet... Şimdi pastamızı yiyelim."
Taehyung'un omuzlarına koyduğum monta daha çok sarıldı. Bana döndüğünde burnunun kızardığını görmüştüm. Montu giymemek için mız mızlanarak konuşmaya başladı.
"Böyle iyi hissediyorum."
"Ama hava buz gibi..."
"O zaman sende giyin." dedi ve elimde tuttuğum montumu gösterdi. Sahiden de bunu tuttuğumu bile unutmuştum. Taehyung'un hastalığını bildiğini öğrendiğimden beri ne düşündüğümü bile bilmiyordum. Daha önce neden bana bahsetmemişti ki? Neden bildiğini söylememişti ki?
Korkmuş olması gayet normaldi. Onun yerinde kim olsa, ucu bucağı olmayan bir yere düştüğünü hissederdi. O yerden kurtulmak için tutunduğu dallar bile eline batabilirdi. Bunu biliyordu. Bana söylemeyerek iyi bir şey yaptığını düşünüyordu belki. O yolda, tünelin sonunda bir ışık görmek istemişti belki de.
Dediğini yaparak montumu giydim. Daha sonra bana kocaman gülümseyerek omuzlarının üstündeki montunu giydi. Jungkook'un aldığı kazağı kaldırarak gösterirken;
"Bak! Çok güzel değil mi Min-Ah?!"
"Evet! Bu tam senin tarzın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅
Fanfictiontamamlandı✔️ "Bazen sadece kendi dünyamızı kurmak istiyorum Min-ah. Hiç kimsenin gitmediği ve yabancı birinin giremediği bir dünya." •10.09.2019• •07.05.2020•