otuzuncu bölüm

102 16 3
                                    

Bir daha bu eve soğuk bakışlar giremezdi. Ya da diğer tüm kötü şeyler. Hiçbirini almayacaktım içeri. Çünkü biz mutlu olmayı haketmiştik.

"O kadın.. Senin annen mi?"

Bong Cha yavaş yavaş yürüyerek yanıma oturmuştu. Ben, ellerimin arasındaki kafamı yavaşça kaldırıp ona baktım ve kafa salladım.

"Evet."

Elini sırtıma götürdükten sonra kafasını da omzuma koydu.

"Ona neden böyle davrandın?"

"Çünkü... bazı insanlara daha fazlasını yapamazsın Bong Cha."

"O ne demek?"

"Elinden geleni yapsam da onun sevgisini değiştiremem demek."

Küçücük bir çocuğun aklını böyle şeylerle karıştırmak hiç istemiyordum. Ama sorduğu soruları cevapsız bırakmak da içime sinmiyordu. Daha fazla soru sormamıştı ve sadece omzumda dinlenmeyi tercih etmişti. Ağır adımlarla mutfaktan gelen ve bize yaklaşan Taehyung'u görünce başını omzumdan kaldırdı.

Diğer yanıma oturan Taehyung ikimize baktıktan sonra sessiz bir şekilde "iyi misin?" diye sordu. Annem aslında hiçbir şey yapmamıştı. Belki de aklıma önceden yaşadığımız şeyler gelmişti bilmiyorum. Ama onu görmek bile kalbime oldukça acı veriyordu. Bong Cha bile bir anneye bu kadar soğuk davranılmaması gerektiğini biliyordu ama ben bir türlü annemle birlikte olamıyordum çünkü o bana hiçbir şeyde destek olmamıştı. En mutlu anlarımı sadece kendi kendime sevinerek geçirmiştim.

Bong Cha, Taehyung ve bana bakarken kendimi daha serbest bıraktım ve arkama yaslandım. Tüm vücudumu o kadar çok sıkmıştım ki serbest bıraktığımda üstümden bir yük gitmişti.

İkisine baktığımda kaş göz ile bir şeyler konuşmaya çalışıyorlardı ama anlayamıyordum. Bong Cha, ağzını kapatıp gülerken Taehyung bana baktı ve bana doğru yaklaşıp yanağıma bir öpücük bıraktı. Ben hâlâ şaşkınlıkla ikisine bakarken baş parmaklarını kaldırarak sevinçlerini gösterdiler.

"Seni öpersem eğer, mutlu olacağını düşündük. Değil mi Bong Cha?!" dedi Taehyung meraklı bakışlarımı yok etmek için. Daha sonra da çakması için avuç içini Bong Cha'ya açtı.

"O zaman... Siz hep böyle planlar yapmaya devam edin." dedim ve kocaman gülümsedim. Benim mutlu olduğumu görünce onların da yüzü daha da gülmeye başlamıştı.

***

2 güzel günü daha geride bırakmıştık. Bong Cha bize alışmaya başlıyordu. Kang Min Hee Hanım bize yakınlarda bir yerde kendine ev tutmuş ve yerleşmişti. Ve herkes Bong Cha'yı çok sevmişti.

Kahvaltıdan sonra sütünü içmesi için Bong Cha'nın önüne bardağını koymuştum ama oldukça solgun gözüküyordu yüzü. Onun gülüşünü görmeyi çok istiyordum ama konuşmamız ya da yaptığımız hareketler bir işe yaramamıştı. Sebebini çok iyi biliyorduk. Bugün eve bakmaya gelecek olan görevlilerdi tabii ki.

Taehyung sportif ama bir o kadar da güzel duran beyaz gömleğini kemerinden içeri sokmaya çalışarak yanımıza geldi ve;

"Ah.. Sütün daha bitmemiş." dedi sitem ederek. En sonunda üstünü düzeltebildiğinde sandalyeyi çekip Bong Cha'nın yanına oturdu. Ama o, hiç hareket etmiyordu. Gözlerini bile başka yere çevirmiyordu. Birkaç şey mırıldanarak söze başladığında heyecanla onu dinledik.

"Beni.. Alacaklar mı?"

Taehyung'un gözlerindeki o heyecan, tıpkı Bong Cha gibi, yerini korkuya bırakmıştı. Bu kadar korkmaması gerektiğini de söylemiştim ona çünkü bu konuda bazı araştırmalar yapmıştım ve koruyucu aile olmak için her şeye sahiptik. 2 günde elimizden geldiği kadar Bong Cha'nın odasını da hazırlamıştık daha sonra orayı daha da güzel bir yere dönüştürecektik.

Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin