Taehyung elindeki sıcak kahve bardağını Jimin'in önüne bıraktığında Jimin kızarmış gözleriyle Taehyung'a baktı.
"Ben kahve sevmiyorum bilmiyor musun? Mideme dokunuyor." dedi sinirli bir şekilde. Taehyung ifadesiz bir şekilde kahve bardağını kendi önüne çekti ve;
"Afedersin."
Jimin hala kızgın bir şekilde Taehyung'a bakıyordu. Omuzlarında duran battaniyeye daha çok sarılırken;
"Soğuktan ölecektim neredeyse. Neredeydin? Seni ne kadar çok merak ettik haberin var mı?"
"Kusura bakmayın. Bir işim vardı."
"Hah! İşmiş. Zaten sürekli iş, iş, iş! Başka bir şey yok. Neden hiç kendini düşünmüyorsun? Ya da bizi? Ne kadar kötü gözüktüğüne bir bak!"
"Jimin sakin ol." dedim ve masanın altından elini tuttum. Ama Jimin hiçbir şey duymuyor gibiydi.
"Bir de sizin ne işiniz var burada diyorsun? Seni bekleyen iki insana bu kadar kaba olmayı nasıl başarabiliyorsun?"
Taehyung kafasını kaldırmadan önündeki bardağa bakıp duruyordu. Diyecek hiçbir şeyi de yoktu sanırım. Çünkü boş boş bakıyordu etrafa.
Jimin battaniyeyi yere attıktan sonra;
"Ben kendi evime gideceğim sen de rahat rahat çalışırsın. Zaten burada uyuyamıyorum güzelce. İyi geceler noona."
Yere bıraktığı sırt çantasını da alarak evden çıkı. Kapıyı sert bir şekilde kapattığında çıkan sesle Taehyung gözlerini kapattı. Birkaç saniye sonra açtığında tekrar bardağa dikti gözlerini.
"Onu kırmamalıydım."
"Sen... Kötü bir şey yapmadın."
"O beni önemsiyor Min-Ah fakat.. Ben ona yeterince iyi bakamıyorum."
"Böyle düşünme."
Ne dersem diyeyim bir etkisi olmayacaktı. Konuyu biraz dağıtmak için önümdeki sefer taslarını ona doğru itekledim.
"Bunları.. Bizim için yapmıştım."
Nihayet bardaktan alabilmişti gözlerini. Önce sefer taslarına sonra da bana baktı.
"Ama seni önemseyeceğim Min-Ah. Belki Jimin'e karşı kaba oldum ama... Sana karşı olmayacağım. Hayatımdaki herkesi tek tek unutmak, ah ya da şöyle diyeyim, bir kenara atıp, kırıp, üzmek istemiyorum."
"Unutmayacaksın." dedim duygu dolu bir sesle. Belki de bildiklerimi söylemenin tam zamanıydı.
"Taehyung sen müzik yarışmasından sonra.."
Masadaki sefer taslarını alarak ayağa kalktı;
"Evet müzik yarışmasından sonra daha iyi biri olacağım. Jimin'i de bir daha kırmayacağım."
Tüm söyleyeceklerim yine ağzıma tıkanmışken mutfağa doğru ilerledi. Yürürken yüksek bir sesle;
"Haydi ağız tadıyla yiyelim şunları. Değil mi?!"
Bu halde gerçekten ağız tadıyla yiyebilir miydim? Bilmiyorum, belki de Taehyung ile olunca her şey toz pembe gözüküyor bana. Gözlerim buğulanıyor ve başka bir dünyaya geçiyorum. Kendi dünyama dönme vaktiydi ama artık. Gözlerimdeki buğuyu da bu toz pembeleri de silme vaktiydi. Her şey apaçık ortadayken ben hala nasıl böyle düşünebilirdim. Az önce, evet, gözlerimin önünde yıllardır birlikte yaşadığı arkadaşının kahve içmediğini unutmuştu. Bu benim yıkılıp bir daha kalkmamak için bir sebebimdi. Ben bu sebepleri nasıl gözden kaçırabiliyordum ki? Nasıl bir insana dönüşüyordum? Bunu bana yapan Taehyung'a olan aşkım mı yoksa... Aslında hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışan, hayal dünyasını gerçek hayatından daha çok seven kendim mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅
Fanfictamamlandı✔️ "Bazen sadece kendi dünyamızı kurmak istiyorum Min-ah. Hiç kimsenin gitmediği ve yabancı birinin giremediği bir dünya." •10.09.2019• •07.05.2020•