on ikinci bölüm

185 39 0
                                    

(Birkaç saat önce Taehyung'un ağzından)

"Hadi ama Jimin bunu en iyi sen yapabilirsin. Min-Ah bana çok kırıldı zaten. Ben çağırırsam gelmez bile."

Jimin onca lafımıza rağmen sadece duvarı inceliyordu suratımıza bile bakmıyordu.

"Noona kırıldıysa ben de kırıldım."

Evet haklı, onu da kırmıştım. Ama onun gönlünü nasıl alacağımı çok iyi biliyordum.

"Tamam.. Sana yemek ısmarlayacağım."

"Hangi yemek?"

Hoseok ile birbirimize baktıktan sonra Hoseok ellerini birbirine vurarak;

"Tabii ki tteokboki!"

"Hayır, hayır." diyerek onu durdurdum ve kocaman gülümseyerek;

"Ramenli acı soslu pirinç keki tabii ki."

Jimin bu dediklerimizden hiç memnun olmamıştı. Hala duvarı inceliyordu. Bu sefer Hoseok;

"Bibimbap'a ne dersin?"

"Bilemiyorum.."

Jimin hâlâ nazlanıyordu. Eğer Min-Ah'yı arayıp gelmesi için ikna etseydim gelirdi. Ya da... Gelmezdi. Çünkü gerçekten çok kaba davranmıştım. Kim olsa böyle davranırdı.

Jimin kollarını göğsünde birleştirip kafasını hafifçe yukarı kaldırdı ve yan gözle bize bakıp;

"Daha neyi en çok sevdiğimi bile bilmiyorsunuz. İnanmıyorum size. Bir de Min-Ah noona'yı buraya çağırmamı istiyorsunuz."

Hoseok ile birbirimize baktıktan sonra;

"Hamburger!" diye bağırdık aynı anda. Jimin yarım saniyelik gülüşüyle ne kadar ciddiyetini korumaya çalışsa da bunu boş verip gülmeye devam etmişti. Başarısız olduğunu kendi de anlayınca en sonunda bizimle göz teması kurdu ve;

"Tamam! Ne yapmam gerekiyor?"

Jimin'e yapması gerekenleri söyledim. Min-Ah'ya mesaj atıp benim yanıma gelmesini sağlayacaktı. Min-Ah'nın onu kırmayacağını düşündüğümüz için bu işi Jimin'e yaptırıyorduk. Ve işe yarayacağını da düşünüyorduk.

***

(Şimdi)

(Min-Ah'nın ağzından)

Taehyung'un evinin önüne geldiğimde hiçbir ışığın yanmadığını gördüm. Büyük ihtimalle çoktan uyumuştu. Ya da dışarıdaydı. Kapıyı yavaşça tıklayıp açmasını bekledim. Fakat ses seda yoktu. Işıklar da yanmamıştı.

Arka bahçeye bakmak için kafamı uzattığımda oranın ışıklarla dolu olduğunu gördüm. Ağaçlarda bile ışıklar yanıyordu. Biraz daha yürüyerek bahçe kapısını açtım ve ilerledim. Yavaş yavaş kar yağmaya başlamıştı. Ağaçlardaki ışıklar çok güzel görünüyordu. Etrafıma bakarken;

"Taehyung..." diye seslendim. Ama yine bir karşılık alamamıştım. Bahçe masasına doğru ilerlediğimde masanın üstünde de güller olduğunu gördüm. Tekrar Taehyung'a seslenecekken iki kol belime sarıldı ve birinin nefesini boynumda hissettim.

"Hoşgeldin."

Fısıltı şeklinde çıkan bu sesi nerede duysam tanırdım. Tabii ki bu ses Taehyung'a aitti. Heyecandan kalbim ağzımda atarken belimde olan kollarını tuttum.

Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin