on üçüncü bölüm

160 37 1
                                    

"Ben... Ben zaten anlamıştım."

Annemi zorla evden gönderebilmiştim. Jimin ise ayakta, aynı yerde kalmıştı ,kıpırdamıyordu. Kolundan tutup oturmasını söyleyecekken birkaç adım geri gitti;

"İstemiyorum. Senden sadece tek bir cevap istiyorum."

"Tamam, her şeyi açıklayacağım Jimin. Söz veriyorum. İstediğin her şeyi sorabilirsin."

"Gerçekten Taehyung abi ile ona acıdığın için mi evlendin?"

Bu sorusu kalbime bir ok gibi saplanmıştı. Artık yaşadıklarım ve duyduklarım bana o kadar ağır geliyordu ki birilerine bir şey söyleme gücünü kendimde bulamıyordum. Jimin bana dolu gözlerle bakarken şu anda yerin dibine girmek istiyordum. Hiç kimseye görünmek istemiyordum. Bu en sevdiğim insanlar olsa bile, onların yanında bile mutlu hissedemiyordum. Kendimi hazır hissettiğim sırada böyle bir şey olmadığını söylemek için ona tekrar yaklaştım fakat kendine dokundurtmadan tekrar geri gitti ve;

"Tamam, ben her şeyi biliyorum artık. Açıklama yapmak zorunda değilsin."

Onu tutmak için uzanan elim havada kalmıştı ve kapanan kapının sesiyle tüm vücudum titremişti. Yine düşüncelerimle birlikte bu evde kalmıştım. Bu evde durmaktan asla ama asla pişman değildim ve olmayacaktım da. Ama bu düşünceler beni o kadar boğuyordu ki evden çıkıp gitmek istiyordum. Yapmam gereken bir sürü şey varken bütün her şey aklımdan uçup gidivermişti. Geriye mutlulukla güldüğümüz düğün fotoğrafımız ve bir de ben kalmıştım. Aslında şu an ben diye bir şey bile yoktu. Sadece hislerimdi var olan. Beni yaşamam için zorlayanlarda onlardı. Taehyung'a karşı olan hislerim...

Tepkisiz bir şekilde resimin karşısında otururken kapı çaldı. Gelen kişinin kim olduğunu biliyordum, kendim çeki düzen vermem gerektiğini de biliyordum ama bunların hiçbirini yapmak istemiyordum.

Gözyaşlarım akmaya başlamadan önce gidip kapıyı açmamın iyi olacağını düşündüm. Kapıyı açar açmaz Hoseok elindeki poşetleri yorgunlukla yere bıraktı.

"Ne çok şey istemişsin be Min-Ah. Canım çıktı."

Taehyung onun yere bıraktığı poşetleri de kaldırarak içeri girdi ve mutfağa ilerledi.

"Sana böyle mızmızlanacaksan gelme demiştim."

Taehyung'un mutfaktan duyulan boğuk sesine cevap vermek istemişti Hoseok. Ama benimle göz göze geldiğinde bir şey olduğunu anladı ve sessizce kafasını sağa sola salladı ne olduğunu öğrenmek istermişcesine. Kafamı koridora doğru uzatıp Taehyung'u kontrol ettim ve Hoseok'a yaklaşıp fısıltılı bir şekilde konuşmaya başladım.

"Jimin öğrendi."

Cümlem bittiği an eliyle ağzını kapattı ve gözlerini kocaman açtı. Şaşkınlığı sesine de yansımıştı.

"Min-Ah.. Söylememeliydin."

"Ben söylemedim zaten annemden-"

Cümlem Taehyung'un gelişi ile son bulmuştu. Beni ve Hoseok'u inceledikten sonra;

"Sen neden kapıda dikiliyorsun bu soğukta? Gelsene içeri."

Hoseok elini saçlarında gezdirdikten sonra;

"Yok. Gelmeyeyim. Jimin'e uğrayacağım."

Taehyung, Jimin'in adını duyunca heyecanlı bir şekilde;

"Ah! Jimin demişken, o gelecekti bugün. Ne oldu?"

"Gelmedi. Hoseok'u bekliyormuş evde. Belki yarın gelir. Değil mi?"

Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin