"Neredesin sen Hoseok?" dedim hesap sorar gibi. Nefes nefese kaldığını duyabiliyordum. Telefonun diğer ucundan bir ses beklerken Ri Jin de kulağıma yapışmıştı bir şeyler duyabilmek için.
"Marcel... Marcel hastahanedeymiş Min Ah. Onun yanına gitmek zorundayım."
"Ne? Ne olmuş?"
Sorumun cevabını alamadan telefon suratıma kapandı. Telefonu yavaş yavaş kulağımdan uzaklaştırırken gözümün önünde onu ilk gördüğüm an canlandı. O gün ne kadar kötü göründüğünü en iyi ben biliyordum. İlk kez aklıma birisi takılmıştı ve o kişiyle tesadüfen karşılaşmıştık. Marcel'i sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyordum. Hoseok'un o söylediği şey kalbime bir taş gibi oturmuştu. Telefonu tekrar açıp hangi hastahaneye gittiğini öğrenmek için Hoseok'u aradım.
Ri Jin bana anlamsız bakışlarla bakarken;
"Ne yapıyorsun sen?"
"Hoseok'u geri arıyorum. Hangi hastananede olduklarını öğrenmem lazım."
"Min Ah saçmalama istersen. Uçağımız var bugün unuttun sanırım."
"Uçağı biraz daha erteleyemez miyiz?"
"Min Ah zaten zar zor bu saate uçak buldum. Nasıl erteleyebilirim? Şu telefonu kapat ve çıkalım."
Onun dediklerini duymadım kulaklarımda sadece Hoseok'un sesi vardı.
"Alo.. Hoseok. Hangi hastahane'ye gidiyorsun? Ben de geleceğim."
"Min Ah uçağınız..."
"Evet biliyorum. Umrumda değil. Söyler misin?"
Evimize yakın olan bir hastahane adı söylediğinde rahatladım ve yerimden kalkarak kapıya yöneldim. Ri Jin arkamdan hala bağırıyordu. Kapıdan çıkmadan önce ayakkabılarımı giyerken;
"İlk defa gördüğün bir insan için çok fazla endişelenmiyor musun sence de?"
Bu söylediğine cevap vermek istemeyerek veda ettim ve evden çıktım.
Apartmandan çıkar çıkmaz adımlarım o kadar hızlı gidiyorlardı ki sanki benden bağımsız gibilerdi. Ri Jin'in söylediği doğru muydu gerçekten? Ben ilk defa gördüğüm bir insan için neden bu kadar çok telaşlanıyordum?
Evet, aklıma kazınan şey onu ilk gördüğüm andı. O çok kötü gözüküyordu. İlk defa gördüğüm biri bile olsa onun için endişelenmem gayet normaldi. Rüyalarıma bile girmişti onu gördüğüm an. Endişelenmek değildi belki de benim bu hissettiğim. Sadece meraktı.
••
Sadece 1 otobüs ile birkaç durak geçip geldiğim hastahaneye yine hızlı adımlarla girip banko'ya doğru yürüdüm Marcel'i sormak için. Ama tam o sırada merdivenlerden aşağıya inen Hoseok'u gördüm. Beni gördüğünde soluk suratıyla yanıma geldi. Ben de ona doğru birkaç adım atmıştım.
"Marcel.. Nasıl?" dedim korkak bir şekilde. Ri Jin'in düşündüklerinin aynısını Hoseok'un da düşünmesini istemiyordum. Ama bakışlarından anlaşılacak olursa o da aynı şeyleri çoktan düşünmüştü bile.
"Neden bu kadar kötü gözüküyorsun?"
"Çünkü... Çünkü beni telaşlandırdın Hoseok. Telefonda sesin çok kötü geliyordu. Seni ve arkadaşını yalnız bırakmak istemedim."
"Marcel iyi." dedi dediklerimin hiçbirine inanmamış gibi. Ve sözlerine devam etti.
"Evde yalnızken burnu kanamış biraz. Daha sonra da düşmüş. Neyse ki ambulansı arayabilmiş. Burnunun kanaması geçti. Kendini biraz halsiz hissediyor o kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmayan Şarkı // Kim Taehyung ✅tamamlandı✅
Fanfictiontamamlandı✔️ "Bazen sadece kendi dünyamızı kurmak istiyorum Min-ah. Hiç kimsenin gitmediği ve yabancı birinin giremediği bir dünya." •10.09.2019• •07.05.2020•