Saat sekizdi. Ve ben eve daha yeni gelmiştim. Çünkü dörtte gireceğimiz seansa beşte girmiştik. Çünkü bizimkiler o taş çocuklarla kavga etmişti. Az kalsın karakolluk oluyorduk da son dakika personeller sayesinde orta yol bulunmuştu.
Bizimkiler ne oluyor lan burda diyince ben "hiç Umut ve Murat bizimle tanışmaya gelmiş" demiştim. Tabi Meriç hemen " Hayırdır ya kim kimin sevgilisiyle tanışıyor" diyip küfretmişti. Çocuklar da "sen kime küfrediyon" diyip Meriç'e küfretmişlerdi. Bunun üstüne bizimkilerde " Siz kime küfrediyonuz" diyip direk çocukların üstüne atlamışlardı. Ve böylece kavga başlamıştı.
Personel arayı bulunca Murat ve Umut gitmişti. Sareyle ben de bizimkilere "Sinemanın içine ettiniz" diye trip atmıştık. Bizim dörtlü daltonlar da bize kıyamadıkları için mi yoksa susalım diye mi bilmiyorum yeniden gidip aynı filme bilet almışlardı.
Durum böyle olunca bende eve yeni gelmiştim tabi.
Annem ve babama karnımın tok olduğunu söyleyip odama çıkmıştım. Direk duşa girdim. Duşumu aldıktan sonra polarlı pijamalarımı giyip, saçımı kurutmadan telefonumu elime aldım. Meriç mesaj atmıştı.
Meriç: ne yapıyorsun iki gözümün mavisi (20:46)
Mavi: duştaydım şimdi gördüm mesajını iki gözümün denizi (21:53)
(Görüldü)Meriç mesajı anında görmüştü. Ama cevap vermemişti. Bende tekrar yazmadım.
Bir kaç dakika sonra odamın kapısı tıklatılınca "müsaitiiimm" diye bağırdım. Ya annemdi Ya babam.
Ama kapı açıldığında karşımdaki ne annemdi ne babam. Meriçti.
"Ne arıyorsun burada?" Diye sordum. Şaşkınlığımı gizleyemiyordum.
"Biraz morala ihtiyacım vardı. Bende çok acil dersle ilgili bir şey konuşmam gerekiyor diyip yanına geldim."
Ben şaşkınlıktan dolayı hala yatağımda oturuyordum. Elimle yatağı işaret edip "gel otur da öyle konuşalım" dedim. Meriç de ikiletmeden geldi yanıma oturdu.
"Başla bakalım kocaoğlan"
"Galiba annemle babam boşanacaklar." Yok devenin nalı.
"Saçmalama ya ne boşanması Meriç, normal ebeveyn kavgası etmişlerdir yani."
"Yok Mavi, annem olmuyor Ozan böyle, Meriç de kendi başının çaresine bakabilecek yaşa geldi en iyisi boşanmak dedi"
"Olmaz ya biz en iyi ikili aileyiz. GOM AİLELERİ. Bizde ayrılık olmaz Meriç."
GOM aileleri sloganı isimlerimizin baş harflerinden geliyordu. Bizim aile Gülay, Orhan, Mavi = GOM onların aileside Gönül, Ozan, Meriç = GOM
Biz Meriçle hep ailelerimizin özel olduğunu düşünürdük çoçukken. Sırf iki ailede de böyle bir uyum var diye.
"Oluyor işte. Bizim GOM ailesi yıkılıyor."
Çok istemsiz bir hareketle anlık biraz kendimi kaldırıp Meriç'e sarıldım.
"Böyle bir şey asla olmayacak, sana söz veriyorum iki gözümün denizi" dedim.
O da boşta duran iki elini belime sardı. Hemde sımsıkı sardı.
"Sen söz verdiysen, artık üzülmem iki gözümün mavisi"
Tam da duygusallığımız tavan yapmışken aynı anda ikimize de bildirim geldi. Birbirimizden ayrılıp telefonlara baktığımızda Rüzgar grup kurmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purple || texting
Short Story•TAMAMLANDI• 🌈Gökkuşağı Serisinin İlk Kitabı🌈 Sen moru çok seviyorsun, ben maviyi.