Purple || texting

24

Saretoşumla sınıfta oturmuş, Tayler Poseyin fotoğraflarına bakıyorduk.

"Kanka ya şuna bak resmen gel baklavalarımda öl diyor şerefsizin çocuğu" diye höykürdüm.

Kızıl da eliyle fotoğrafı yakınlaştırıp Tayler aşkımın baklavalarına yakından baktı.

"Kızım o demeden ben ölüyorum zaten"

İkimizde gülüşürken aynı anda telefonlarımıza instagramdan bildiri geldi. Bir baktık Tayler Posey yeni bir fotoğraf paylaşmış. Hemen girip fotoğrafı açınca ikimizde oturduğumuz sıralardan kalkıp cırlamaya başladık.

"Aşığıııım ben bu çocuğa lanet olası bir insan bu kadar mı yakışıklı, karizmatik, çekici, sempa-"

"Yuh aq kim lan o!" Meriç'in bağırmasıyla sözümü yarıda keserek ona baktım.

"Tayler aşkım"

"Tayler kim aq gavurlarında ne buluyonuz Bilmem ki!"

Sevdiceğimin fotoğrafını açıp Meriçe gösterdim. "Baksana Rabbim özene bezene yaratmış, asıl bir şey bulamayan tescilli maldır." Diyip Saretoşuma baktım. Oda beni başıyla onayladı. Yalnız Meriç hala telefonun ekranına bakıyordu.

"Bu ne lan bunun ağzı yamuk."

Sare ile ikimiz aynı anda "Sensin yamuk" diye cırladık. Meriç kulaklarını temizler gibi yapıp "ne haliniz varsa görün aq ben gidiyorum" diyip gitti.

Bizde arkasından gülme krizine girmiştik çünkü tipi acayip komikti.

Bizimkiler kantine gitmişlerdi. Saretoşla ikimizde onlara bir sürü sipariş vermiştik. Ders zili çalışnca teker teker sınıfa dökülmeye başladılar ve bizim yanımıza gelip aldıklarını önümüze attılar. Bakın koydular demiyorum gerçekten taşa toprağa atar gibi ATTILAR.

"Hayvan mısınız lan nimet onlar nimet!" Dedim.

"Kes lan ayakçınız yaptınız bizi!"

"Oğlum Rüzgar bana bir daha kes lan dersen senin gözlerini parmaklarımla oyar onları top yerine koyup pinpon oynarım! Duydun mu lan!"

Cümlemi bitirince dördü bir bana baktılar. Sonra sırayla konuşup yerlerine oturdular.

"Çok korkunç"

"Cazgır"

"Sadist köpek"

"Sorunlu ornitorenk"

Bende gülmeye başladım. Bu sırada hoca geldi.

Sıkıcı geçen dersin sonlarındaydık. Hoca bizi serbest bırakınca herkes rahat bir nefes almıştı. Tabi bizim üç dangalak kaşınıyorlardı.

Yusuf hocaya "hocam size bir şey sorabilir miyim?" Dedi.

"Sor Yusuf?"

"Hocam Vampir ile Kurt evlenirse çocukları KUMPİR mi olur?"

Bütün sınıf kahkaha atınca Yusuf'a bakakalan hoca "evladım senin beyninin çalışma fonksiyonları mı yandı?" Diye bağırdı.

"Yoo hocam bence çok mantıklı bir soru. Bakın bir tane daha sorayım. Tüp bebek daha az mı yakar?"

Herkes kahkaha atıyordu hala. Bu sefer Rüzgar atladı.

"Hocam bir soru da benden. Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar nerede hata yapıyor?" Cevap bekler gibi durdu ve tekrar konuştu. " Bir de köpeğimin adını 'hoşt' koyarsam seslendiğimde gelir mi gider mi?"

Olduğum yerde tepinerek gülmeye başladım. Bildiğin bütün sınıf anırıyorduk. Sonra Sinan atladı.

"Hocam ananemize 'anneanne' diyoruz da neden dedemize 'babababa' demiyoruz?"

SINIFÇA ANIRMAK. Höyküüürdüük aq.
Hızlarını alamayınca üçü sırayla sormaya başlamışlardı.

"Hocam Hocam! Bed'dua yatakta mı edilir?"

"Hocam eğer bugün hava sıcaklığı sıfır dereceyse ve yarın iki katı sıcaklık olacaksa yarın ki hava da sıfır derece olmaz mı?"

En son Rüzgar ağzını açmıştı ki hoca bağırdı.

"Ay yeter! Bu ne be. Ders bitmiştir. Vallahi beynimi sömürdünüz!"

Hoca sınıftan çıkınca Rüzgar Yusuf'a döndü ve dediki " kanka bunu diğer derslerde de yapalım mı?"